Nereye gittilerşimdi satıcılar geçiyor genç sesimizin büyüdüğü çalı çiçeklerinin koktuğu yollar inşaatlandı asvalt döküldü meyveler sarkan bahçelerden beton binalar bakar balkonunu kapatmış insanlar yaşar oralarda kara çarşaflı kadınlar çıkar şifreli kapılardan küçük bahçelerinde dikenli çamlar bir de bir kaç aşılı gül bakar asık yüzüme ışımaya çalışır ateş böceklerinin durduğu yerde ve yolumuzu gözleyen sivrisineklerin dansı bile özlenir olur birden önümüze çıkan kirpi azalır ölüsü bulunur inşaat artığı yanında gömülür toprağına sarı ayva kış armudu aranır salıncak kurduğumuz cefakâr elma ağacı içimde tahtını kurar oturtur toprağında ah neredesiniz ağaç ölüleri hesap bile soramazsınız bizden güzelim çördük armudu, hamdisüngerler damağımızda yaşar da tadı dur diyemeyiz bu kıyıma gösterişli binalar mı durdurur bizi hâlâ uçar iki beyaz kelebek önümde kalan son bahçe arsasında bakımsız bir kaç ağacın önünde kalan son çiçek kırıntıları arasında eski güzelliği aratır beyaz kalmış kanatlar nasıl yitti bakarım sümüklü böcekli, kaplumbağalı yolum sorarım nereye gitti acaba kesilen ceviz ağacımızdaki sincap? 23. 8. 2014 / Glenay |