adın kıymet vesikası kaldı dilimde vasküler bir terennüm olsun istedim sana öldü dediler yıllarca kumlara el değmedim
ayrılık kumpasına kilitledim dünleri düş odası karanlık uykulara seni öyle sevmek istedim sadece kendime tek başıma
anlatsam anlamazdın bahsetsem, hissetmenin târumar teyakkuzundan sevmek ilgi duymaktı belki sabah akşam hevesleri sulamak hor kullanılmış cümlelerde bile belkisiz zamir kullanmak yaklaşan her adım sesine kulak uydurmak, kanmak âdi ortaklıktı en çok, kendinle kendi suskunluğunun çilingirliğinde
kaç çocuk abaküs eskitti kaç yaz geçti sana yazmaya başladığımdan beri kaç demlik su boğdu vazolar ve sereserpe şiirler kaçından haberin oldu şimdi tutar kolundaki saati ters çevirirsin kimse tam okuyamadı alnımdaki zılgıtı ne cümleler birikti bilsen desem ne fırtınalar sürçülisanımın dudak arasında esen resmini çizip adından hiç bahsetmeyen
işte bu geride kalan zamanın hoyrat bilançosu umudu beklemek dibini kurutmuş çiçekler gibi saksıda mucize köyüne rahmet belki yine döner yaz* diye zamanla çocukları daha iyi anlıyor insan ki; yaşam dediğin dünlerle sımsıkı kapalı bohçalar gibi zaman sanki hiç tüken/mez/mesin tahteravallinin havadaki ucunda askıda...
ve şiir ve o umut dolu düzenek belki döner diye, yaz!..
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.