Kuyu IIömrü sırtında iten zamanın eli bakraçta köpüren çocukluğumun uçurum gözleri uçurum devinde ürperen sam yeli... anla ki kuyuya düştüm âmâ sesim deki hak’ir sızıydı sırtında çürüdü sâv mendili kıblesine secde ettim insanın yıkık alnında ay kırığı şavkı kırılmış ol rengiyle kararan bahtının anla ki yüz kırığıdır yaşamın sevdaya diktim yamalı gömleğimi sır ipliğinde geçtim zamanın yırtığına bir damla aşk serptim hayatın sır döküldü gecenin karnına geçemedim bir damla suyla kararan yarına tanrım! dünyan batıyor insanda şu dünyana bir ayette aşk atsan, ateş ucunda yanıyor ömür döndükçe kül düşüyor yerle yeksan.. gâm-ı keder ipine boncuk boncuk ömür düşüyor muhabbettinde sus sürüsü sır aralığında çatlayan mahzûn sabır örtüsü anla ki artık aşk ağzımda üşüyor... ölümün soğuk kokusu sararmı kökü kuruyan insanlığın iyilik denizinde kin dolu balıkların bir kefen daha biçer sâdık terzin dünyan ölüyor tanrım bin aha sığmaz yarının... /yüksel batu |
Bir kere dilin olgun, ve kalemin akıcı. İnsan okurken sıkılmıyorsa, bil ki doğru yoldasın. Ki, hiç sıkılmadım.
Aksine büyük keyif aldım.
Sevgiler, selamlar ...