Vakitsiz..zübbe bir gece yarısı... bin para edercesine boşluk. Yokluğun çalıyor kulağımda, yenilmiş bir hal içindeyim. bu nasıl kainat hiçbir yerindeyim. kalmadı dinimde günah edecek söz, esrik ve tutkusuz dilim, göz pınarlarımda ki kelepçeler paslanmış. yitik bir an gibi hükümlü... kan gibi edersizim. kim üfledi gönlümde ki sur’a, kim yaktı ateşimi en cehennemlisinden bu ne karanlık Ya Rabbim ! güneş dibinde ay zifirisinden. yetiş imdadıma kün dilerim... sicilim eksik.. hissiyatsızım, el olmuş ellerim... Kahır taşı var mı kabir taşı yerine..? döndürmeyin dünyayı, bir kez olsun dursun. geçmesin şu geçmeyen zaman bile, eksiliyorum ömründen... tan vaktine eriyorum, menzilim yanık kokuyor uzaktan, ses yok görmüyorum... dursun isterim.. vuruldum kirpiklerimden, gözlerimde lekeler. bakmıyorsun tıpkı ben gibi artık, ebelenmiş tüm yeminli cüsseler. hey gününde kendimi yitirdiğim..! ey ! dilinde ömür bitirdiğim, kıskıvrak yakalandım müstehakına... zulamda üç beş incir kurusu, sırra gizimden evveli, muskam boynumda. birazdan inerim zindan yokluğuna... bunca yıkıntı bunca keder, bunca enkaz var orta da..! altında yatıyor tüm gençliğim, örselenmek gerek derdi parmaklarım, öyleymiş, öğrendim... Bu can kıvratan sancıyı kim alır koynumdan..! kim tutar avcumu kim kaldırır omuzumdan. bu nasıl yitiş bilmiyorum, bu nasıl intikam... bi bilet lazım Serkan dönüşü olmayan.. koltukda 49 yazsın yeter. sorma gerisini, ölülerin yarası toprak da geçer... İsmail Yılmaz |