İsimsiz..Meçhule doğru gidiyor ayaklarım, İz kayıp, yol kayıp, sen kayıp... Bir parça sis çökmüş, Adım atsan basarsın, Yetişemiyorum. Dünden kalmış sanki bugünlerim, Aldanıp her gördüğüm çiçekciye, Parasız kalıyorum... Falcılar hain, Tutmuyor attıkları, Kahveden mi dersin ? Yoksa senden mi? Yarın/sızım... Yalpalıyor gözlerim yürürken, Kapılıp gidiyorum yaprak peşine.. Onbir’den üç’ü çıkartamıyorum mesela ! İki ay sonrasını bilmiyorum... Herşeylere karışmış hiçlikler, Yazdığımı bile okuyamıyorum. Kış ortasında başına güneş geçmiş gibiyim, Çiçekler ölü, Ben yaşıyorum..! Beni de ekleseler bir yılkının heybesine, Terketsem hürriyeti en tutsağından, Mavi bir gömlek giysem ütüsüz. Varsam menzile, bir daha dönmesem. Anılmasam dudaklarında, Bir kibrit alevinde eriyip tükensem. Sorsam nereye diye, Sussan ! Söylemesen... Ve tarumar tüm derbederlikler... Ertelenmiş bir hayalin, Düştüğü suyun dibindeyim. Nefesimi tutmuyorum, Kan geliyor genzimden, Sökülmüş ciğerim orta yerinden... Ay tutuldu, Göz gözü görmüyor artık..! Nefesini sildiler boynumdan... Kabuk tutmuyor yokluğun, Ellerim kanatlanıyor zindanlara... Kızgın bir alev bekliyorum, Yeğ tutmuyorum yok oluşuna... İhtilal bekliyorum, Bir ah versin kayboluşuma... ’’Çayı iki pakete çıkardım günde On bardak sigara içiyorum Ok raydan çıktı anlıyacağın Ya da tren yaydan İltimas bekliyorum..’’ Tükenir elbet zihnimin umursuz sabrı, Ya bir ömür ya bir nefestir ah’ı Bilmiyorum... İsmail Yılmaz |