VERDA’ Belki de aşk ölümsüzdü Biz onu ölmekten beter etmeseydik eğer ’ Ah hiç bir vakte sığdıramadım nazını VERDA ! Dâra çekilse başım Saadet tahtında hülle biçerim İnlemem ki çile kapısında okunsa adın Ezcümle fermân ile bahtıma yazar geçerim Kendi beraatinden kaçan kuşlar misali gün Efsunlu bir düğüm ile gövdemi eziyor Tenimde hayat Ve kırık kolunda bir sarkacın Dalgalanıp duruluyor sular Varlık ; nefesin yetmediği o yerde Kutlu bir çağrının yaktığı ’od’ la Tutuşmasında kandilin Ağla ! İçleniyor kalbimin sen dolu tınıları Sulak yerlerde açsın diye nilüferler Ömrümün karlı dağlarına umut taşıyor Ve kıyametin ardından ihya oluşunda yaşıyor En berrak günlerini Ah avuç içimde bekleyen güvercin bakışlı VERDA ! Hatmî gülüşüyle kıbleme dokunan ’es’ Al ! Beni de savur ışkınlarının olduğu yere Bâkî kalsın dudağımdan akan ’âmin ’ seslerim Kâfî değil mi Kirpiğimden kopan şuleler Yanmaksa yandım nârına Yıkılmaksa andım olsun Göz ile izan arasında kalırsa aklım Elime el olma ! Gülüme dal bulma telaşından kaçtım koynuna Düştüm kalktım Düştüm kaldım Ve darmadağın saçlarım Duyguyla vurulmak Aşkla devrilmekti adı Aldırmadım Gönlüme yuva yapan kuştu bakışların Kucağımı açtım Yâr ateşiyle yanmak Aydınlanmaksa muradımız VERDA ! İnce bir nakış ile örül ömrüme Yardan düşmenin acısıyla irkiliyor uykularımız Ah ömrümün geç gelmelerine sür kudretini ab-ı hayâtım ! Yak çerağımı Sabrın dervişi değilim anla Doldur boşluğuma uzanan bardağımı Başı göğe erenlerin serinliğinde tut beni ! |
Çok güzel bir anlatım Tebrikler şairim Kutlarım kalemini