Dalına küs kır böceği ve şebnem
...
vadiye uzanan kayaların eliften oyuklarını divan değildi oturduğumuz unutmadım uçta bir yerde duruyor şebnem aynı iğnenin ucunu nazikçe bırakıyor zamana ve plak kulağımıza fısıldıyor metin olmalısınız yüzleri eritip döken aynalar karşında metin... bu öğreti, buz olmadan asla tutulamayacak suyun tahta atlarında demir süvariler nektarlı vızıltısında kara kovanın ve bahçe bahar değil bırakıp gidilecek uzun hazırlığımız süslenen her şey kısalır yükseltiyor insan durduğu zemini ne kadar yanlış varsa o kadar ıslanıyor dilimiz külden kalem yıkılıyor karşımızda kanıt mı lazım ölümü gösteriyoruz Liszt çözmüş olmalı ritmin üst anlamını ışık geçirmeden bin yıl daha d ü ş ü n e b i l i y o r m u s u n u z artırıyor parlaklığımızı ışıklı her şey gibi bilgi vermiyor sezgilerimizi kuşanmış zaman ... |
bu"günlük virdim" bu cümleyidi.