ateş cambazlarıdudakların gül saklıyor dudakların üstünde dudaklarımın vakitli vakitsiz yağan yağmurlara benziyor bu yüzden irkiliyorum duyduğumda kokusunu aşkın güller solar insanlar ölür kimi düşünsem hiçim içinde kime sarılsam acı içimde kalem kağıt su ve kadın yokuşa vurulmuş her adım infilak zamanını bekliyor kainatın bir seni değil bir seni değil beni de resimlikte gülen hayalimle düşün sararmaya yüz tutamadan daha eskimiş gibi öylece bakıyorum şimalden karanlık bir bölgede Ay suyun ardına düştü nasıl sonra anlıyorum bu hali her kadın gibi sen de annem diye ağlıyorsun usul usul başlayıp derinden hıçkırıklarla içinden çıkılmaz bir hiçe doğru saki buz bitmiş şişeler erimiş renkler solmuş daha da doldurmazsan yıkılır bu masa bu sandalyeler bu civanmert dönüp duran dünya bilmez nasıl çıkılır sensiz bu merdivenlerden omuzları düşmüş bir adam düşün ardında ah bu kokulu mumları kim getirir aklıma sende yoksun ben ateşe dokunamam bilemedim neden bu kadar doğal çabuk alışıyor ayrılığa kadınların teni bir de sigara içerken ağlayanların dumanı nasıl büklüm büklüm sır mıdır yani mevsimleri değiştiren küfür gelmişine geçmişine sarılır durur ölümcül sevgiler vadediyor kitaplar şiirler hep o muhteşem kadınlar için olabilir benimse göğsümde üç topal karınca uyur bir de kör düğüm misali sevdiğim götürün beni buralardan bir sarhoşun sırtında evliyaların sırrıyla |
ve değerli şairini burada görmekten mutlu oldum.
bu sayfa hep güzel ve hep özeldir zaten...
çokça tebrik, sevgi ve saygılarımla...