7
Yorum
15
Beğeni
5,0
Puan
1164
Okunma
ÜÇ YÜZ…
Göğü olmayan her yer
Taştır
Sağı solu
İndikçe gece fark etmez
Altında toprağın
Soğur soluğu renklerin
Tek aydınlıktır
Çaresizlik yarım yanmış bir ekmektir…
Yaşarken yanmak
Ölmeden konulmak koyu tünellere
Kıvrım kıvrımken dağların tam ortasından
Delmek çeliğin ucunda sivrimi sivriyken ,
Kaz/ma gel istersen
Dışarıda geçim telaşı
Daha sancılı can vermektense
Diri diri girmek gerek toprağın altına
Dışarıdakilere iki lokma
Varsın geçsin dar pencerelerdekiler bekleyişlere
Serseri vardiyalar aldırmaz karanlığa
Ha tonundaki k u r u m
Ha bugün ha yarın konacaksa ceset
Unutmaz ki hiç sonu yoktur yerin
Bir ölüm vardır
Bir de Soma’da kiralık evi …
Ki mezarlar ki kendiler için
Son nefes için ne güzel yerdi
Yaşarken ölmektense diri diri yanmak
En güzeliydi dumanlı dumanlı
İki nefes geçim derdi alsın diye geride kalanlar
Ç/ekip yangınları
Yarığından fırlayıp bir selam sundular
Mayısın bahar kokusundaki göğe
Takvimlerin yaprağı üç yüz kusur
Haber bültenleri sayılara daldı
Adları kayıp
Alt yazı bile geçmedi
On dakika alırmış sayılmaları
De gel de ölme
Az sonra kahve molası sabah haberi reklamı girecek
Altı yüz bir dakika …
Cildinizi iyi koruyun
(“sürün sürün…”bu kremi…)
Şemsiyesiz çıkmayın açıklarda yağmur getiren rüzgar
Anne adaylarına bol vitaminli kimyasal destekler
Bacağı güzel olanlar için tüy dökücüler
Bol çikolatalı dondurmalar
Havalar ısındı…
Biri haber sunar biri siyaset
Ocakta kara bülten
Ne devredilen battaniye
Ne kirli çizme iz bırakır insana
Ne siyah çoraptaki delik
Az ara verip gerçekten düşleyince onları…
5.0
100% (14)