şiire de şaire de tilili
yıpranmış imgelerin ağzıyla başlıyorsa
harflerinden kan damlar sancıyla doludur içi şiirin uzanıp varoşların gölgesiz namlusuna korkmadan ve ürpermeden sevmenin vaktini öpmek için kanatılmış ve titrek dudaklar daha elverişlidir kırık dökük sözcüklerden devşirilmişse aşk ısırlmış tenlerinden kan kokan kadınların tutulmaz ellerinden çünkü tekin değildir sokaklar kediler için ve bir ayrılık başlar ansızın ıslanmış raylarında bütün trenlerin centilmen sarhoşluklarla başladı gözbebeği yağmalanmış adamların yenilgisi bir gülün kokusu emzirirken edebiyatı bunca ceset ve çiçekler içinde söz neye yarar bahçıvan telaşı toprak kokusu değilse şairin yaşadığı ki birkaç kafiye ve metafor yeterdi yeni bir hikaye başlatmak için ah ki şair görkemli olsun ister kaygılıdır ve günü kurtarmak değildir derdi çünkü kavuşmakla ayrılık arasında büyük acılar ve aşk destanları bekler susmanın çorak çölünde kibar yenilgidir şiir dediğim bir kedinin mırıltısına mısralar yüklediğimizden beri bizi yaralayan molalarda çakırkeyfiz ve tensiz sevdalarda madara beyhudedir kirli yollarda güven tazeleme seansları aşkın bütün kapılarında hezeyan durur yalnızlar kalbi kırıkların ellerine uzanırken ne çok hengame ve ne çok sanrı esin perileri ıslıklayarak geçerler geceyi sefil bulantı başlar sonra ve şiir çürük sessizliklere boğdurulur ... :) |
He gurban he (dedim) hâlin keyfin bol olsun inşallah
ki
gözümüzü gönlümüzü doldurup öğretesin bize böyle (çokça)
Allah râzı olsun da dedim.