Çünkü ayrılık da sevdaya dahil çünkü ayrılanlar hala sevgili
a.ilhan
bir eylül günü şiire durunca dudakların kirpiklerin bir hançer gibi kesti bileklerimi kanımı sesinle okşadın düştüm yüzünün içimde belgelenmiş tarihine yüreğimin kıblesin de gecenin dini de olur imanı da göğümde çıldırıyor -sessizlik yaban kalmış yetim bir çocuk gibi
ellerimde uysallaşıyor keşfinin mecnun örtüsü leyli saçların duvarlar yüzünün yüzüme cilveli haritası seni de beni de uyutmaz sonbahar
güvercin kanadından/kanından bir tüy ve mürekkep nasırlaşan etime batıyor oysa ağrıma gidiyor dilinde ve içinde adımın geçmediği her cümle
ve hücremde yeni bir umut olarak tekrar müjdelenirken sen anladım ! zaman sinsi bir akrep gibi unutturuyordu beni aşk damarlarımı kesip suluyor köklerimi acıtıyordu
içimde yüzümün unutulma kehaneti yazın ortası ve kara yel gün doğumu ve sen sonu her daim üç noktalarla biten ucu açık bu aşk
-Ah bir kez bile rastlasaydım gözlerine gözlerimle vursalar da ölmezdim -
teninde tenimi yalayan rüzgar seni katık ediyor bu yaban sancıma ki acımasın diye şairlerin mısralarında terk ettiği kadınlar bin yıldır bizde aynı şiirde çarmıha gerilmeyi bekliyorduk sevgilim dünyayı aşklaşan bir devrimle tekrar alevlendirmek için
mahur duruşun ve omzumda o çocuk hayallerin demli bir çay gibi çöreklenince içime kurşuniye çalan bir Midyat akşamı solmasın diye son gülümseyişim o tanıdığım en son güzel gülde yüreğinle rec medildim
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yüreğinle Rec'medildim şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Yüreğinle Rec'medildim şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Eylül düşmüş saçlarını okşuyorum şiirin öksüz cümlelerimden oluşan kağıttan bir gemiyi demirliyorum yağmur tanelerinin ıslattığı dolunay bakışlarına ki Mart'ı seslerine şahitlik eden kız kulesine bakıp canı ne çok acıyor yalnızlığın demekten alıkoyamıyorum kendimi. sonra ufacık bir bir çocuğun kanayan dizlerine rastlıyorum içim sızlıyor, ağlasam Deniz/ler taşacak biliyorum, susuyorum tuz yanığı ayaklarıma bed/dualar yağdırıyorum koşup da yetişemediler diye Deniz/ yıldızlarının feryatlarına diye sonra tek tek çarmıha geriyorum eksik kalan cümlelerini sırtlarına indirdiğim her kırbaç darbesinde ruhunu cezalandırıyorum , geç kalınmışlığımın ki sözüm vardı, ilk günden yorum yazacaktım Deniz şairin şiirine lakin çocuk az çok biliyorsun kalemimi işte yaz deyince yazamıyor, çiz deyince çizemiyor yazabilmesi için ya çokça canı yanması gerekiyor yada eline pamuk şeker verilen çocuğun neşesi gerekiyordu lakin ne pamuk şekerin neşesine kavuştu ne de şairin hüzünlü vedasına bu yüzden ne zaman yazmaya çalışsa, ortadan kırılıp düştü iki yana bir yarısı Midyat akşamkarına düş/ tü, bir yanı Dersim'in göçebe isyanına ve şimdi sen adı gibi deniz yürekli çocuk hakkını helal edip veda eder misin seni kardeş bilmiş gözleri yaşlı kadına ki biliyorsun seni nasıl sevdiğini Denizim tüm kalbimle öperek şiirin kara kaş kara gözlerinden mutlu, sağlıklı huzurlu olmanı diliyorum, sevgilerimle...
seval akkuş tarafından 5/2/2014 12:05:49 AM zamanında düzenlenmiştir.
Bu şiir olması gerekenden bir hayli fazla güzel. Akşam uyurken ahfif yağmurlu bir gecede radyodan dinlenilen bir hüzün masalı gibi. Daha güzel olanı ise seslendirmesi. Bu kadar temiz bir ses kaydının nasıl yapıldığını bi zahmet bana da anlatırsanız çok memnun olurum. Adobe Audition, Camtasia, bir dizine video ve ses programı kullanıyorum ama ne yapsam nafile. t, s seslerini, cızırtıları, hışırtıları silmek mümkün olmuyor. Şiir. Bunu bilgisayarıma kaydettim. Kaybetmek istemem. Selamlarımla...
Usta bir kalem , usta bir yorum...Cok anlamliydi her bir misra, dinledikce doymadim siire...satir aralarinda ezildi yüregim..Kalem akmis,yürek sesi caglamis..Begenimi sayfaniza,tebriklerimi kaleminize birakiyorum...Kaleminiz daim,yüreginizin sesi hic susmasin degerli sair...Saygilar
thales evrenin arkesi sudur der. anaximandros sosnsuzluktur der.anaximenes hava, phisagor sayı, heraklitos ateştir der. bitmedi sanırım, devam ediyoruz,empedokles ise hava,toprak, ateş, su karışımı bir şeydir , yani anasırı erbaadan mütevellid bir var'dır hayat ve evren der..demokritos ise atomlardır demiştir..
abkayacağımız sokrates öncesi feylezoflar evrenin arkesi, yani ilkmaddesiyle ilgilenmişleridir ama sokrates merkeze insanı koymuştur çünkü sokrates'in tevratla bir ilişkisi vardır muhtemelen:)
sokrates felsefesi ile tasavvuf arasında sıkı bir benzerlik vardır. çünkü tasavvufun temeli aşktır ve sokrat emmi aşk için : Aşk insan ruhunun ilahi güzelliğe duyduğu açlıktır. Aşk, yalnız güzelliği bulmayı değil aynı zamanda onu yaratmaya ve devama iştahlıdır. Fani vücutta ebediyetin tohumlarını yetiştirmeye iştahlıdır. Bunun için iki cins birbirini sevmektedir. Kendilerini tekrar yaratmak ve böylece zamanı ebediyete kadar uzatmak isterler. İşte bunun için ebeveyn çocuklarını severler. Sevişen ana babanın ruhları yalnız çocukları vücuda getirmez. Bunlar aynı zamanda ebedi güzellik arzusunun arayıcılarını ve haleflerini de vücuda getirirler..demiştir.
tasavvuf felsefesi de insanla, insanın yaratıcıyla, insanın evrenle lan ilişksini inceler. velhasılı kelam lafı çok uzatıp konuyu içinden çıkılmaz bir felsefi salata hline getirmeden derim ki : evrenin ve hayatın arkesi (ilk maddesi, çekirdeksiz tek hücresi) aşktır..
şiirine merhaba deniz, şiir sesli gardaşım benim:)
hani derler ya felsefe yapmak yarı ölmek gibidir diye ona benzemiş . Köklerine indikçe bir başkası çıkıyor. Filozofluk kıyak iş ama:) İşin gücün düşünmek . Aslında bunları aşk veya sevgiye bağlamaktansa ben korkuya bağlıyorum.
Yalnızlıktan korkarız birine ihtiyac duyarız. Bu aşk veya sevgiye dönüşür.
aşk in herşeyin özü olduğunu düşünmüyorum ama insanın kendini ifaede etmesi için bi araç olduğunu düşünüyorum . öz aşk değil yani :) -Elma meselesini de dahil edebiliriz, hani şu adem ve havva, -
Hani insan şiir okur ya çokça güzel şiir tadında olur. Birde şiir vardır dem dem insanın ruhuna işleyen...Tadı damağına yapışıp, yüreğine akan... İşte öyle şiir üstadım, canı gönülden kutluyorum... Sonsuz saygılarımla...
Estağfurullah üstadım; kaleminizin mürekkebine, kalem-i mürekkebim sönüktür. Tüm şiirlerinizi taktir ederek okuyorum ama yorumlarda eksik kalıyorum af ola üstadım...
oysa ağrıma gidiyor dilinde ve içinde adımın geçmediği her cümle...
................................................................................................................................................. ................................................................................................................................................. ........................................................................................................................ diye devam eden güzellemeler eşliğinde selam ve tebriklerimi sunuyorum.
ve yine kaleminde mürekkep niyetine gözyaşı kullanıyor diye yemin edebileceğim şair ( kendimden çaldım )
seni aşkla yakmalı yandıkça sandal ağacı gibi kokuyorsun buram buram şiirlerin de
“yüreğinle recmedildim” bu deli bir ifade olmuş belki hikâyesini bildiğimdendir bilmiyorum çok net ifade etmişsin
Ama, ben
" şairlerin mısralarında terk ettiği kadınlar bin yıldır bizde" (*_*)/// bu ifadeye bayıldım.
“şairlerin mısralarında terk ettiği kadınlar bin yıldır bizde aynı şiirde çarmıha gerilmeyi bekliyorduk sevgilim dünyayı aşklaşan bir devrimle tekrar alevlendirmek için” Tamam, kabul bu bölüm ayrı güzel ama gönül bu, yapacak bir şey yok :- ))
Velhasıl, şiir yazmak biraz da taşınması gerekenin yormasıyla ifşaya mecbur kalmak değil midir?
Aslında, bitmez o bitti denilenler yangınlar da dâhildir, depremler de, o bitti denilip de bitmeyene
Neyse sağlıkla kal Denizcan
Tebrik ederim
www.youtube.com/watch?v=EK3PkEAUJbU
bu şarkıyla okuyunca daha vurucu oluyor : -))
Filiz Şahin. tarafından 4/29/2014 2:39:35 PM zamanında düzenlenmiştir.
Filiz Şahin. tarafından 4/29/2014 2:40:25 PM zamanında düzenlenmiştir.
mahur duruşun ve omzumda o çocuk hayallerin demli bir çay gibi çöreklenince içime kurşuniye çalan bir Midyat akşamı solmasın diye son gülümseyişim o tanıdığım en son güzel gülde yüreğinle recmedildim
--------------------------------- Çayın çöreklenmiş halini merak ettim. yüreğinle recm edildim??..(recm. ??) özenle seçilmiş kelimeler okudum.. elinize sağlık
Çaya çörek batırmak gerçekten hiç aklıma gelmemişti. biraz da kuru olursa nefis olur. recm konusunda aynı manayı veremedim maalesef. recm ahlaki böyutta cürüm işlenmesi halinde taşlanarak infaz manası taşıdığı için şiirin güzelliğinden ayrı tutmak istedim. yine de kalemin tasarrufudur. saygı duymalıyım. kaleminiz daim olsun.
Çayin coreklenmis hali cok guzeldir. bir corek alirsiniz ozenle caya daldirirsiniz. recmetmek se infaz oldurulmek cogu zaman taslanarak oldurulmek. biz onun yuregiyle oluyoruz .
sevdiğin tarafından sevildiğini bildiğin zaman dagında karanfiller açar dil güle benzer açtıgı zaman bahar acıttıgı zaman güz olur güz güleri nazik olur güzel kokar saygı saygıyla kutlarım
mahur duruşun ve omzumda o çocuk hayallerin demli bir çay gibi çöreklenince içime kurşuniye çalan bir Midyat akşamı solmasın diye son gülümseyişim o tanıdığım en son güzel gülde yüreğinle recm edildim
her imgesi, her mısrası karanfil kokulu demli bir çay tadındaydı....Kaleminiz herdaim şiirle hayat bulsun....