iki kelimelik masaldın Lucien -okudukça büyü(le)yen... ne kadar uzun boylu olsam da ne gözlerine uzanabildim - ne de tepeden bakabildim sana Lucien ben yüzüme çil yağdırmak için hindiba tarlasına dalan çocuk sen hala terslne estirdiğin rüzgarın korkak efendisi hiç bir bahar buluşamayız artık şimdi kelimelerini kelebek potasıyla avlayıp üç kez alnına götürüp öpen küçük kız yok etrafında yok saçlarında ellerim vakitli vakitsiz sen ve ben biz’ den yaka paça atılmış iki aşk hainiyiz ne masal gibl yaşadım sevdamı ne güzel bir film izler gibi seyrettim hayatımı (tenzih kılarak inci kutusunda yatan çocukluğumu zlra annem hala ona dualı ninniler söylemekte) belki bir cadı elma getirecek kederli pencereme ya da bir mucizenin gala gecesinde babamın koluna gireceğim bileklerime dek inen pamuk şekeri desenli pazen geceliğimle sen bilet ayırtacaksın;raylarına cam bilyeler döşenmiş mavi trene ki gülüşün silahındır -kadransız- şarap kadar keskin ...yağmur gibi pervasız yalanlara reşit olduğumdan beri "kalbime laf geçmiyor" artık -gülüşüne dayayacağım kalbimi- bilerek porselen bebek gibi kırılacağımı sonra kurşun ve gövde olup kapışacağız sıyrılıp zırhından gözyaşı üflerken dudağın ben-seni severken öleceğim bu kez -yüzümde pespembe çillerle- son. bahar(ım)da... de_soulmate |
Teşekkürler.