...




gözleri su toplamış bir buluttan farkım yok
çimleri ezilmiş bir parktan
...birinci dereceden yakınım olur gözyaşı
acılar ve sebepler ensesi kalın dayım
git, içine çekip gözlerini -bir de sana ağlamayayım-


sesim sarkıyor pencerelerden
avuçları kırmızı brandaların, kan tutuyor beni
ayıp şimdi susmak bir cinayet işler gibi
boğazına kadar tokken çöp konteynerleri
-kim toplar sesimi, kimin karnı doyabilir bir çuval ah’la-
çek ellerini saçlarımdan bir de sana ağlayamam


yabancı bu sokaklar, bu şehir
annemin üzerime kapı kilitlediği küçük kızım şimdi
bir pazar yerinde değil
tabutların içinde kaybetmek korkusu ondaki
..........bakma öyle özel hastaneler gibi çaresizliğime
benim yaralarım senin haddini aşar
aşk dediğin cin/as’lı kelime, bütün caddeleri ayrılığa bakan
sus artık bahsetme olmayacaktan
-bir de sana ağlayamam-



çok mu üzmüştü seni gidişim?
öperken canımı düşürmüştüm gamzendeki çukura
saklanır gibi bir masaldan
kalbimdeki dilsiz çocuktan öğrendim körebe alfabeyi
tütün bastım dudaklarına
-yalnızca şiir dökülmesi için ağzından-


anma beni
sen konuştukça saçlarım ve ömrüm uzuyor
hatıralar dolanıyor birbirine tarandıkça
çok oldu bir vicdan bırakalı sende
şimdi yüzümde o küstah gülüşten perde
gözlerim gözlerinde babamın
bugün pazar "ev hali"
dağınığız eski ve mutlu evler gibi
ne aşkın ne akşamların yarını olmaz bir daha
işte böyle bir geceydi ve çocuktum -sana (ilk) öldüğümde-


soulmate