SÜRGÜN
Tohum ektiğim tarlalarım
Sürü güttüğüm yaylalarım Uçsuz bucaksız yemyeşil ovalarım Soğuk sularını içtiğim pınarlarım Gölgesinde huzur bulduğum Asırlık, ulu çınarlarım Yazlarım Kışlarım Baharlarım Bereket, rahmet yağan yağmurlarım Uğruna canlar verilen Kanlar dökülen Şehit yatağım Vatanım… Ruhumu senden koparıyorlar Canımdan can Ömrümden ömür alıyorlar Bir gecenin ayazında Yağmur, boran altında Beni sürgün ediyorlar Ciğerimi parçalıyorlar… Artık veda zamanıdır Yaşanmışlıklarımızı Alışkanlıklarımızı Aşklarımızı Geride bırakıp Bir matem bulutunun üstünde Hayal âleminin maviliklerinde Sonsuzluğun derinliklerinde Yelken açma anıdır… Bir bilinmeze başladı yolculuk Ömrümün sol yanı yaralı Yüreğim buruk Rüyamda mendil sallıyor Burnunda bir karış sümük Ayağı çarıklı çocuk… Göz yaşartıcı bir düş Anlamsız bir bekleyiş oldu artık Mutluluk. Vicdanım ağlıyor Nefesim daralıyor Sür kervancı kervanı Hasretlik şimdi başlıyor… |