7
Yorum
21
Beğeni
5,0
Puan
1459
Okunma

bir karanlık peydahlanır ansızın
dokusu sızlar parmakların
sakin gölgeler panayırı olur yürek
göz uçlarında sinir gerginliği
özlem kahırla bölüşür ekmeği
gülüş vurmaz, ayrılık sazında tezene
garip tebessümler dışında
çerçeve/siz tuvaldir zaman
zararına çekilir perdeler gün üzerine
yılgınlık yıkanır göz pınarlarında
zordur dirileri gömmek karga tulumba
bir sus korosu yerleşir ardından
rakıda buz gibi erir gözlerin
dokunursun titrerim...
sonra kirli mesâfeler
taban tabana zıt adımlar
köşebaşında gidişler dönüşlerle çarpışırlar
ezersin yine alıp gittiğin o yükle
kaktüs döğüşüdür durum
dik duracaksın ki düzelsin kamburun
mânâsı zihinde saklı bir yığın nükte
bilirsin elbet
rüzgâra direnen uçurtmalar sağ kalır gökte
dikilirsin umudun onmaz tarlasına
çürür omuzlar
çiğnenir hayâl eşiğin
kocatır bu ihtiyâri kavga
hava ayazdır rüzgâr abaza
cürmünü doldurmayan yavan cümleler birikir dudaklarına
sol yanımdadır sağ elin!
ve bu en acı damgadır
tek bir şarkı çalar plak
-ya beni de götür
ya ben de geleyim-
bilmez miyim
kime yazsam hesabı
hep ben öderim
/...sol yanımdadır; sağ, elin!../
ToprağınSesi
.
5.0
100% (14)