çalıntı düşler ile uçamayan kuşlar içinbir sahil varmış gün batımına yakın orada bile deniz yok düşler çalıntı kuşlar uçamayan gökyüzüyse bomboş her gece bir sığınma evinde Lain sevdalar ve o kadınlarla işte Türküler çalıp söylüyoruz el elde baş başta siz gidin siz de gidin siz de uzaklaşın bir zemheri gibi yazdan çiçekli börtü böcekli cemreler düşürün yüreklerinize benim sevgilim ölümsüz ciğerlerim isli en pisinden kış At pazarından Ulus’a doğru salarım çocukluğumu kimsesizliğimin manidar sesidir bu şıngırdaklı kapılar şu rüzgar gülü bahçemin geceyi boğuk sesiyle yırtan sevgili kurt o afeti devran komşular sarmaşıkların ördüğü duvar sonra havalanan toprağın altında nasıl binlerce kemik var sorular eskimiyor bildim zamana yenik düşmüyor sormakla misal ebegümeci dudakların nasıl bir infial yaratırdı öptüğümde neyse boş ver vazgeçtim sorgusuz sualsiz gitmeli şimdi uzaklara bahar gelmiş çiçekler açmış cıvıl cıvılmış her yer bana ne |
siz gidin siz de gidin siz de
uzaklaşın bir zemheri gibi yazdan
çiçekli börtü böcekli
cemreler düşürün yüreklerinize
benim sevgilim ölümsüz
ciğerlerim isli en pisinden kış
At pazarından Ulus’a doğru
salarım çocukluğumu
bahar gelmiş çiçekler açmış
cıvıl cıvılmış her yer bana ne