17
Yorum
20
Beğeni
0,0
Puan
1919
Okunma
çağlar öncesinde başladı deprem
hayvanlara tuzak kurmakla başladı
ateşi bulmakla
sonra barutlar patladı
elini kana buladı insan
kardeşini boğazladı
hiçbir zaman dostça, sevgiyle
bir araya toplanmadı çadırlar
araya hep sınırlar çekildi
kimse geçemez dediler
kimsenin sınırını
eller ok tuttu kılıç tuttu tabanca tuttu
ellerde ölüm saçtı silâhlar
sınırlar değişti
sürekli genişledikçe sınırlar
insan daha da acıktı, doymadı
insan nasıl parçalar kendini
acımasızca yer
öyle yaptı insan
vahşi bir hayvandan vahşi
yedi insanlığını
zorlandı çiçekler ürktü açmaya
kına taşları kana boyandı
sınır tanımadı
insanın içindeki şeytan
anne, çocuk, genç tanımadı
uçurdu sevginin başını
başka tapınacak şeyler buldu
Tanrı tanımadı insanlık
çevirdi kıblesini
başka yönlere
selâmlamadı birbirini
eşitlik, adalet
öldürüldü
neden yaratıldığını unuttu insanlık
önce kendi çamurunu bozdu
sonra doğaya el attı
altını üstüne getirdi yaşamın
mezarını kazdı her yere
ölüm doğurdu
nişan aldı şeytan insana
kara buluttan karaydı gözleri
zift sıvalı yüreğinde
çöpe attığı ekmekti oysa elleri
zehri yok edecek gücü vardı
bahar kış tanımadı
insana olan aşkı çıkardı attı
para doldurdu cebine
ülkeler aldı sattı
çiğnedi ayak altında
süründürdü insanı
ateşe attı
öldü insanlık!
hey karanlık!
senden öte yol olmalı
hazırlanmalı yeni bir dünya
kapalı kapılar ardında
yok olmamalı umut
güzele ç’evrilen günler olmalı
dört bir yanda insan insan açan
yeni devinimler olmalı!