Çocuk gelinbebek gibiydi tenin bir porselendi sanki sokakta oynuyordun bez bebeğinle at kuyruğu saçların dağılıyordu arada topluyordun küçük bir bez parçasıyla hep o günler kalacaktı aklında koşup oynadığın çocukluk günlerin öyle kaygısız gülmeler, kıkırdaşmalar evcilikte büyükleri taklit etmeler olmayan kapıları çalmalar tık tık benim demeler anlamadın nişan taktılar kuru, hastalıklı bir oğlanla düğün diye tutturdular sonra daha on üç yaşına varmadan bir odaya tıktılar kimbilir kaç çocuk gelinin durumuydu bu oldu bittiye getirilen bir kaç cici bici birkaç kandırmaca tatlı söz sonrası bilinen karanlık genç kız olmadan kadın olmak özlemek çocukluğunu her çocuğunu kucağına aldığında pencereden sokağa bakıp oynayan çocuklara dalmak hayal etmek yanlarında olmayı 8. 3. 2014 / Nazik Gülünay |