BÜYÜMEDEN ÖLELİM
Ellerini öpemediğim amcaların gazabına uğramış
çocukluğuma dönelim. Sen komşumun kızı ol,seni yakından sevmek ayıpların en büyüyü olsun; Uzaktan seveyim,hissettirmeden sana. Öyle çocukca ve saf... Annenin emaneti ol bana, Hiç tutamadığım ellerini tutarım; Hemde sımsıkı. Ellerimiz terleyene kadar. Okulun düz giden yollarında, Şarkılar dökülür dilimizden. Beslenme çantamızı bölüşürüz, Sen elmasını seversin sodanın. Tüm harçlığımla sana soda alırım, Hemde elmalı. Yüzüne düşen tebesssüm, Yüreğime aşk ile düşer. Gözlerimizi kapatıp çocukluğumuza dönelim seninle. Saklambaç oynayalım mesela. Saklandığımız o yerde bir düş kurarız, Senin zevcen olurum, Zevcem olursun. Sonra yırtarız köşesini düş kağıdının. Tam vakti derken; Karanlığın gazabı dudaklarımla öperim yanaklarını. Tenimde nice utangaçlık. Sevgimi bir ayet gibi yüzüne okurum. Kaçarsın. Bir ömür cevabını beklerken, Yılların zaman kılıcına kestiririz çocukluğumuzu. "Ney"tadındaki çığlığına kulak tıkarız. Büyümeyelim seninle ne olur. Büyümeden ölelim. Büyüyünce gidiceksin. Evlenip yuva kuracaksın; Yuvasız kalır yüreğimdeki kuşlar. Ve biz büyürüz, Annenin emaneti olmazsın bana. Türkülerimiz ölür, Çocukluğumuza gömeriz fatihasız. Kemiklerini sızlatırız anıların. Sevginden uzak kalan sevgimi Bir cami avlusunda öylece bırakırız, Öksüz bir yavru gibi. Bırakır gideriz. Ve biz büyürüz, Ben sen’siz. Sen ise; "..." |