Varoluştaki Tutsağa
sözden bir ev yapalım
ay gecelerine şarkılar konsun seni suskulardan kaldırıp sesimdeki kımıldanışı versem kollarına göğsüm rüyayla dolunca yani dalgalanınca içim bu har zamanıdır bulutların asırlık sessizliğinde gece siyah bir toprak gibi uzanıyor sezginin kokusu var tutuşmuş kırmızının koynu alla beni bir kuyunun dibinde kurumuş matemin laneti gök bizden yana bir kuş havalanır bir kuş daha adımız dertsiz bir güne başlamış uzun güneş olalım çırılçıplak günaydınlanalım alacalansın sedef şiirin niyetini biliyorum anladım ki kozadan çıkmak ister belki saklandığı bir redifti yüreği mercan müzikle boyamış kuru sazlıklarını gel başucuma sözcüklerin kesiştiği yerde besteler sunayım dudaklarına... |
sanırım hepimizin yapmak istediği bu.
Tüm çılgınlıklarımız sanki sadece bunun için.
Gerçek olmasa da sözden kuruyoruz evlerimizi, duvarlarında renk renk boyalarla. Harmanlıyoruz bir güzel kendimizi. Sonra şiir çatısı altına saklıyoruz en gizli hazinelerimizi ve sözler çıkartıyor gün ışığına her birimizi.
...
Nasıl nasıl güzeldi bebeğim. Her bendin ilk ve son mısralarına bayıldım. Bağlamlar şahane.
Seviyorum kaleminle birlikte kalbini... <3