Bıçağın Tragedyası
Gözleri tetik gibi çekilmiş bir bakış defnedildi boşluğa ki gözlerinin rengi sakallarından da uzundu... Hasılı yol yordam bilmeyen bir bıçağın âmâ kenarı ilendi kan sızdırmayan kefene;
ne de derindi avluları adımlar boyu merdivenler hadım edilirdi... Bıçaktım ama bilirdim satır satır beslerdim kesiklerini... En çok da kadınların göğüslerini; iki dudağın arasındaki bir elma gibi Âdemliğimi kovuyor cehennemimden... Kınında bir ince karaltı; geceden beri, körlükten öte... Kangreni bileyliyor ustası, tırnaklarına sürte sürte... Etten keskin, kandan sert değil ya, elbet vardır bir zaafı; hadi çöz kaburgalarını damarlarına kurtlar sürüle; merhem niyetine, sürgün diyetine... Ne de uzaktı dilleri çocukları doğuştan ölü kadınları rahimlerinden zincirli... Bırakın da bir nefes çelik susayım bırakın da bir yudum yara olayım Ama hayır ben bıçağım ve yara evladımdır... Bari kabuklar örtmeyin o etten mezarın üstüne! |
bıçak-şiir.
saygıyla.