şimdi iki kişiyiz iki kişiyiz yalnız değiliz gülümsedik ve hazırlıksızız dumanın akşama karışması gibi hazırlıksızız saatleri anlama zamanı geldi hazırlıksızız her bittiğinde bir öncesi bir sonrasının durmadan başlamasına hazırlıksızız sokakları kapatıp sirklere ağaçlar kuran adamlar bir aşkın karşılığında çokça aşkı alıp götürdüler hemen bir çocuk hemen bir şiir yazmalı güzelse, bir baykuş sesinden tanır muhakkak tanır
ey atları silahlandırın ey bu akşam böyle bitmeyecek silahlandırın hazırlıksızız
şimdi iki kişiyiz iki kişiyiz yalnız değiliz yeterince ölmedik ya da esmerdin telaşlarını anımsayıp bir akşam göçünde biraz daha durup geç kalacaktık isteksizce yanaşıp otobüs duraklarına evet. şurda çocukluğun olacaktı şurda bir avlu olacaktı şurda bir ova uslanacaktı bütün tarlalarını boyarken dünyanın boyuna yalnızlık biçecektik kendimize ama gözlerini görmüştüm bir kere senin gözlerin ne çok şey böyle...
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Akşam Göçü şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Akşam Göçü şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Sen beni bilirsin pek şiire yorum yapmayı bilmem. hissettiklerimi yazamam. Ama özlettin kendini. Sırf özledim diye mi beğendim şiiri yoksa şiir mi güzeldi de üstüne seni özlediğim eklendi sanırım her ikisi de. Özletme kendini bu kadar. Biz uzaklaştıkça zayıflaşan ve kaybeden insanlarız. Şiir e değinmek yersiz çünkü sen zaten tek kelime ettirmemişsin zaten , açık bi ucu yok yorumlamak için. EyvAllah şair.
"bütün tarlalarını boyarken dünyanın boyuna yalnızlık biçecektik kendimize"
Burada kayboldum, yalnızlık biçilen kuytu tarlalarda...
Ne desem bilemedim, bu kadar kalakaldım ilk kez bir şiirinde, sayfalarca yorum yazılabilecek ya da sessizliğe gömülüp uzunca düşünülecek, tekrar tekrar okunup dinlenecek bir şiir... Ben ikincisini tercih ediyorum izninle.
Hep söylerim şair Tanrı gibidir, yaratıcı olmak zorundadır.
Şiirin olmazsa olmazlarından en önemlisi ve okurunu cezbettirdiği, ilgisini çektirdiği mühim unsurlardan birisi yeni bir sunumla okurun karşısına çıkmasıdır diye…
Birçok şairin şiirlerine göz attığınızda, üç beş şiirinden sonra "Bu şiir onun şiiri" dersiniz. Ve bazen bu durum adamı bayar, o çok sevdiğiniz şairin bir kaç şirinde debelenip durur, diğerleri size baygınlık getirir. (Buradaki sözüm: Son dönem piyasada kitapları olan şairlere münhasırdır.)
Irmak'ın şiirlerine baktığınızda her konuyu bulabilirsiniz, aşkı, ıstırabı, toplumsal bir acıyı, hayvan/bitki sevgisini, hatta rüzgarın kanayan yarasından damlayanları… Kendinizi şiirine verirseniz iyice, ıslanırsınız bile belki de...
Şiire geldiğimizde; birçok şair bugüne değin iki kişinin tek başına yalnızlık çektiğini vurgular şiirlerinde, aşkı belki de dostluğu anlatırken.. Kimin aklına gelirdi ki bu yalnızlıktan birbirine destek olunacağı, kimin aklına gelirdi ki son çare bir şiir yazıp, devasından medet ummak bir baykuştan. Niye Baykuş? Çünkü baykuşlar karanlıkta avlanır. Karanlık ki bütün acıları içinde barındırır. Karanlık ki tüm dertlerin yoldaşı sırdaşıdır. Bu çifte yalnızlığı baykuşun avı olmayı tercih ediyor belki şair, kimbilir! Ve o şiiri bir çocuğu yazdırmak ne kadar naif.
Sonrasında teslimiyet geliyor zaten "Ey" diyerek.
Arkası hayal dünyası... Aşk bu değil mi zaten?
Sen ovaları s/uslandır çocuk, hatta dağları, kabaran denizi, sert esen rüzgarı, fırtınayı, boranı... Salyaları akan adamları unutma ama...
İyi yazıyorsun hemi de çok iyi...
Seslendirme gerçekten çok iyi, bilirsin kusur bulsam söylerdim.
OlgunOnur tarafından 12/21/2013 10:56:09 AM zamanında düzenlenmiştir.
😔