kan kırmızı
göçebe bir hüzne
sürgün gözler aklımın iklimlerinde kaybolursa boşaltırsa kundaklanmış masalını tutkulu yüreğimden ateş kırmızısı düşler yağar bir kuşluk vakti aşina parmaklar susar kenetli anılarda mor düşer lekesiz tarihin alnına acemi döküm titrek bakışlı duvarına keder yaslanır kendine küskün düş gemileri adressiz sararan yitik yollarının rotasında ararken kayıp gözlerini günahı düşer sevdasız yaşama bir kuşluk vakti salkım söğüt soğuğunda üşüyen renkler yırtık ceketinden teninin öpücük yağar aklımın martıları sıcağında ıslanır görkemli serabının ve mars ölür kırmızıda her taş atıldığında önüme uzayan ayaklarıma çocukluğumu büyütürüm dokunmazsa nefesi yüreğimin sokaklarına soyunduğumda hayalini üzerimden ölürüm ki sen kolkola yolculuğunda kıyamet düşlerinde sürdüğünde karşıma cehennemi cenneti yiter sağnağımdaki umutlar bir kuşluk vakti bir kuşluk vakti ırağımda yağmalanır maviye hasret yıldız yolcusuz limanından laleler kanarken kan kırmızı bakışımda nasıl da ufalır insan... 20.12.2013 Mönchengladbach... |
Beğendiğim şiirinizi kutluyorum.
.......................................... Saygı ve Selamlar...