İnce Sızı
Aralığın hain ayazına maruz kalmış
Donuk yürekli bir kuş gibi bakma bana; Bakma işte. Gözlerindeki pişmanlık yakar ikimizi. Unutulmaya yüz tutmuş, Yosun kokan adını vurma kıyıma. Zaten kıyımda tonlarca ayyaşın ayak izi. Rakı şişesinin kırılan cam parçaları yaralar yüreğimi; Hem de en derinden. Bari deniz yıldızı misali gözlerin vurmasın kıyıma. Ayyaş ruhlu balıkçılar görmesin güzelliğini ne olur. Denizime açılırlar, Seni dilerler benden. Düşürürler kançık sebebiyeti oltalarını, Acısı gözlerine takılır sivri demirin. "Vira" denen bereket kelamına vesile olursun balıkçıların dilinde; Seni çekerler denizimden. Vedam olursun, Acım olursun . Vurma kıyıma işte, Git benden, Git kıyımdan. Kıyılarıma vurmasın bir daha yosun kokun, Deniz yıldızı gözlerin varmasın bir daha bana. Bir vedayı daha kaldıramayacak kadar yoksullaştım cesaretten. Herşeyine eyvallahım düşerde; Bir 17 Ağustos gecesinde dünyayı aydınlatan, dünyamı karartan gelinliğinedir tüm satırlarım. Asi ruhunun düğmelerini çözeyim tek tek, Ayrılsın bedeninden. Terk-i diyar eylesin senide ruhun. Hissetki şu ayazı, Hissedebilesin hislerimi. Buzdan yontulmuş şu tenim Gözlerinin bebeğini ağlatsın. Ağlayabilirse gözlerin ben gibi, Sende sevebilirsin ben misali. Biliyorsun ki Yakarışım faydasız. Kulaklarına feryadımın acısı hiç varmadı. Gücüm yoktu ki kulaklarına çalamadım hiçbir zaman sesimi. Lakin; Faydasız olsa da Amacı vardı feryadımın. O da; Gözlerine düşebilmek, Düşlerine düşebilmekti. Yazan parmaklarıma rahmet; Yine olmadı. |
güzeldi dizelerin kutlarım
saygımlasınız