Köy Düğünü 34-Tembih
o ikindiden sonra
kız anası, varsa teyze hala uzak-yakın akraba sözü dinlenir bir-kaç kişi daha önce kızın saçları kınalanır sonra öğütler sıralanır “-bak yavrıımm; bu bi(r) nalet halkasıdır” “-bundan sonura, anan-boban eşin-dostun, her şeyin gocan” “-boyuna göre bulusun emme huyuna göre bulamassın” “-gocan uzunusa topuklu key sen uzunusan boynunu ey” bundan sonura evin; böğüne gadak evin olan, bobanın evi deği(l), gocanın evi “biz” deye anan gile deği(l), onnara deycen ga(y)ri” aralı gel datlı ol, olur-olmazda anana gelme kayfaya çıkan bobanın, gardaşıyın, takkasını önlerine eğdirme” “-bundan sonura evin ayrı, yolun ayrı ana-gız değil gonşu olalım gayrı” “-sık geleninen sovanaşı dıkımlanı(r) seyrek gelen baldan datlıdı(r) baklafıyı dadıkdırı(r)” “-boşuna dememişler her öyün gelen bulgur aşı yer bayramdan bayrama geleni baklava bekler, gerşi ha! biz hiş bişi ğörmedik de! öyle deler ne bileyin işde!” “-vardığın yer körüse, sen de gözüyün birini gapa” …… “-kimseyi günüleme , ona buna fit verme ilaf davşıma” …. “-daş daşı, ilaf daşıma” . “-gol gırılır yen içinde” tembihlerini der kızın anası, yakınnarı.. öğütlerini sıralar ard-arda “-anan gocayın anası, boban gocayın bobası gocanına kakışma kirli-paslı el içine çıkarma yüzümü gara çıkarma söğerken “anasının gızı” dedirme öğerken “anasının gızı” desinler sana” “-gol gırılır, yen içinde galır her şey dört duvar içinde galır kocan senin ardaşın sen de onun sırdaşısın kocayın sırrını ele verme dışardan duyduğunu eve getirme goduğu goduk yerde duyduğun duyduk yerde galsın.. seni alakadar etmeyen bi şeyi hele hele gonu-gonşun zarar görce (i)se gördüysen de “görmedim”, duyduysanda, “duymadım” biliyosanda “bilmeyon” de açık bulduysan bişiy ört üsdüne ayıp gördüysen gapa lafı uzadıp sündürme meremeti elden burakma meremet etmeyen meremet görmez unutma” “-anandan evel ahıra girme gocandan, böyüğünden evel aşa sunma gıtlıkdan çıkmış gibi yeme “dulgarı çocuğu ğibi” önüne çekme kendi önünden ye başkasının batmasına göz dikme sofrada geriye galma amma Allah ne verdiyse yeyip sofrayı gurutma bu öyünün sonrasıda var unutma elden gelcek deye güvenme elden geleninen öyün olmaz olsa da garnın doymaz” “-hadi ğızım başın bunar, ayakların göl ossun” DİPNOT günülemek: haset, kıskançlık, çekememezlik fit vermek/kov: kışkırtma, dedi-kodu, birini başkasına kışkırtma diklenme, terslenmek, karşılık verme ardaş: birbirlerinin ayıplarını bilip, birbirlerini ayıplarıyla kabul edip, bunu başkalarına sezdirmeyen, ayıp olarak ta görmeyenler meremet : merhamet, acımak göz dikmek : kıskançlıkla bakmak, ele geçirme hevesine kapılmak . |
ayıp gördüysen gapa
lafı uzadıp sündürme
meremeti elden burakma
meremet etmeyen
meremet görmez unutma”
“-anandan evel ahıra girme
gocandan, böyüğünden evel aşa sunma
gıtlıkdan çıkmış gibi yeme
“dulgarı çocuğu ğibi” önüne çekme
kendi önünden ye
başkasının batmasına göz dikme
sofrada geriye galma
amma Allah ne verdiyse
yeyip sofrayı gurutma
bu öyünün sonrasıda var unutma
elden gelcek deye güvenme
elden geleninen öyün olmaz
olsa da garnın doymaz”
“-hadi ğızım başın bunar,
ayakların göl ossun”
Ne güzel öğütler değilmi üstad doğal bir yaşam ve sade yalın bir hayat
Keşke o nasihatlar Şehir yaşamında da söylene bilse
Selamlar usta kaleme____________