Dudak uçurumundan düşen son kelimeydi ‘’ hoşça kal ‘’
Kaldırım öksüzlüğünde bıraktın gidişini. Ardından el bile sallayamadım. Şehrim kana bulandı gidişinle. Bu aşkın katili sendin, zanlısı sen! Acımasızca çektin gözlerini dayadın yüreğime. ‘’ Hoşça kal ‘’ dedin Sanki öl dercesine.
Ayrıldık mı şimdi? Yani artık yok musun? Hani sensizlik diye bir şey yoktu dudaklarda. Hani bensiz nefes yoktu. Neydi bu gidişin adı? Bu muydu sözümüz? Nasıl vazgeçtin gülünden? Oysa ben vazgeç(e)medim ömrümden…
Zor muydu yâr Zor muydu bu aşkı yaşamak. Çok mu pahalı geldi sevdanın kirası. Oysa ben hep tutarım sandım o ellerini. Hep bakarım sandım o çok sevdiğim gözlerine. Ve hep koklarım sandım benim olan tenini.
Gittin bir daha dönmemek üzere. Bilmezdim ki bu âşkın bir gün biteceğini. Aklıma gelmezdi beni terk edeceğin. Sen gittin, aklımda seninle beraber gitti. Senden sonra ne kaldıysa bu şehirde Onlar da seninle gitti. Hatta âşkımızın mavisi…
U/mutsuzdum. Acıyan gözlerle bakıyordum etrafa. Sanki anlayacaklardı gidişini. Susuyordum soru sormasınlar diye. Sorsalar da ne fark eder ki? Gittiğini söyleyemezdim…
Bir süre kapandım içime. Perdeleri hiç açmadım, kapımı sıkı sıkı kapattım. Varsın öldü sansınlar beni. Sen gittin ya Ben yaşamdan caydım.
Denizin berraklığı, gökyüzünün mavisi Aydınlatmıyordu içimi eskisi gibi. Anlamı kalmamıştı İstanbul’un. Her şey anlamını yitirdi yokluğunu fark edince.
İnanmazdım biliyor musun bir gün gideceğine. Delilik işte. Şimdi sen benim okuduğum masallarım da kalacaksın. Ama sonu hep mutlu biten… Türkülerde daha çok geçecek adın. Ya da şiirlerde. Kimse bilmeyecek gittiğini. Söylemeyeceğim.
Yeri gelecek Ecel bile kıskanacak seni sevişimi. Yoksun ama yokluğunla var olacak bedenim. Seveceğim seni sonsuza dek. Bıkmadan, usanmadan!
Artık sonuna geleceğim her şeyin. Mesela evin içinde koşturan, çocuklarım olmayacak hiç! Ya da torunlarım. Dedim ya son nefesime kadar seveceğim seni. Zaman tükenecek Saçlarıma aklar inecek. Hâla sen gelmeyeceksin Ve ben biraz daha öleceğim…
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yitirilen Zaman şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Yitirilen Zaman şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Artık sonuna geleceğim her şeyin. Mesela evin içinde koşturan, çocuklarım olmayacak hiç! Ya da torunlarım. Dedim ya son nefesime kadar seveceğim seni. Zaman tükenecek Saçlarıma aklar inecek. Hâla sen gelmeyeceksin Ve ben biraz daha öleceğim…
Gidenler kalanların kefenine naftalin kokusu sürüp de öyle yok olur maneviliğiyle de kalanlar gidenleri birtürlü hazmedemezler o sonbahar kokan yokluğun sarı hüzünlü gecelerinde.
Sürülen her izin sonu anılara çıkar, hatıralardır kulaklarda çınlayan kimse derdine derman olmaz mesela, sanırsın ki ölüyorum ama nafile ölmek ödüldür bu kalışın yanında ve yaşamak aızl ıazap.
Düşündüm de taşındım sonra bu düşündüklerimden vazcaydım sustum, sana ne nar ayrılığa sen mi çare bulacaksın dedim sen mi tecellisinini sunacaksın yanan bu kaleme dedim dedim ve sus mührüne boyadım dudaklarımı bil istedim sevgili kalem.
Ayrılığı çok güzel yazan bir kalemin var bu bir itiraftır ama bence şiirlerini sessiz bırak ki sessiz okudum kapatarak herbir tınıyı sessizliğin ihtişamıyla ve son bir gözlem kalem eskileri yazmamak için can atıyor ama eskiler olmasa yeniler olmazdı. Ha bir de ilk şiirinde ses erkekti işmdi bayan itiraf edeyim ki seni erkek sanmıştım, herneyse..
bir ayrılık şiiri ile geceme merhaba diyen ve bir hüzün ile elvedayı alnıma koyan bu şiiri gerçekten kutluyorum. zaman ölme vaktidir ölürsen üzülme nar derim ölüm ödül fani dünyada.
Ihlamur çiçeklerini demle dudaklarına.. Kıyısında mavi bir öpüş Dokundukça utanayım Ben hep çömez kaldım sevgiye Sen ustaca yaklaş …gözlerin örtsün gözlerimi..