Bu derin yaranın sebebi sen iken Hiç affetme beni. Eğer bir gün ölürsem.
Hoşça kal yazılmayı bekleyen Şiirim. Adımlarımı yutarak g i d i y o r u m.
(...)
Kaç yağmur daha yağmalı bu kente? Gözlerinin mahşerinde yıkanmam için.
//
Ey benim ciğerlerinde türkümü unuttuğum
S ö y l e
Hangi annenin duâsına saklanmıştır ecelim Yıllar bir türlü adam gibi ö l e m i y o r u m.
Şimdi ardımdan her gün âh etsen. Ya da diline vuran şeytanın emriyle bedduâ savursan Saçlarının arasından başlarsın günâh kokmaya. Ve hiçbir melek p/aklamaz artık seni.
Martılar uçarken güpegündüz Avuçlarıma düştü Ayşe’nin çocukluğu. Ve dilimde dünden kalma derin bir sancı.
B ı r a k
Kopsun boynum cellâdın avuçlarında.
Yâd e t m e aklına düşen anıları. Geri gelmeyecek takvimden düşen günler.
Daha dün sokak lambasına astım gözyaşlarımı. Ve mil çektim karanlığa. Şimdi ardından kim ağlar hıçkıra, hıçkıra? En çok sana ben ağlardım Yetim bir çocuğun gözlerinde kaybolarak…
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Fecr-i Âhir şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Fecr-i Âhir şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
ibrâhîm içimdeki putları devir elindeki baltayla kırılan putların yerine yenilerini koyan kim
güneş buzdan evimi yıktı koca buzlar düştü putların boyunları kırıldı ibrâhîm güneşi evime sokan kim
asma bahçelerinde dolaşan güzelleri buhtunnasır put yaptı ben ki zamansız bahçeleri kucakladım güzeller bende kaldı ibrâhîm gönlümü put sanıp da kıran kim A. H. ÇELEBİ
şiirinizde tanıdık birini buldum satır aralarını okumak zevkti ve A.H. Çelebi geldi aklıma tebrik ederim
Bazen yazamaz insan. Öyle bir yakar ki tutamaz kor olmuş kalemini. Belkide saklamıştır istemez tekrar görmek; kömürden yüreğini Tebrikler sevgiler efendim..Beğeni ile okudum.
Uzaklardan hasret düşer bazen mahşeri bir hayatın ortasına..hani yaşadığın o anın üzerine çöken bir hüzünün her gece bir sis gibi gözlerini kaplaması gibi...işte o an gözlerin kararır ve yine gözlerin görmez olur görmesi gerekenleri..gider nerede bir imkansız varsa onu bulur onu hayal eder yalnız yattığı düşlerinde.
Hep olumsuzlukmudur yaşamak yada her gün olumuz saatleri yazmakmıdır hayat. güpe gündür her günü zemheri bir geceymiş gibi yaşamakmıdır gözlerimizi açtığımızda dünyaya. ya da her gece alıp ellerimizi başımızın her iki yanına tutturmakmıdır bir oyunu mutluluk olarak oynamak. Gider gider de en uzaktakini seversin saki en yakınındaymış gibi..sonra da hasret çöküp bir yağmur gibi sağnak sağnak yağdığında üzerine özlemler..yokluğunda ne anımsatıyorsa gözlerini ..ne hatırlatıyorsa içine düşen sıcaklığı hepsini toplayıp göğsüne sığdırmakmıdır hayal ettiklerimiz...
Gözlerimizin ansızın görüp de bir anda vurulması mıydı yüreğimize söz geçiremediğimiz zamanlar..O anda bilemesek de bir yağmurun en ahmak elçisi olduğumuz zamanla yüreğimize vurdukça acılar ve yandıkça kalbimiz ...hissettikçe kendimizi zincire vurulmuş zindanlarda..işte ozaman yavaş yavaş önce aklımıza yağar ıslak gökyüzü ve yine zamanla aklımızdan düşenlerin yüreğimize inmesi de bardağı taşıran da son damla olur yaşadığımız bu acı hayat içinde.
Terk etmek düşer sana yaşadığın şehri...bir adım atıp gitmek istersin... ama anların takılır aklına ve her ardına baktığında.. koluna bir pranga gibi yapışır yaşananlar..Biraz ileri gitmek istediğin de ise acımasızca gelip önüne barikat kurar geçmişteki matemler...her an acı ve her an hüzün ve yine her dakika kanar yaran..ine bir adım geri gidebilir yüreğin nede bir adım öte yer bulabilir kalbin...Hani kör bir şehrin ortasında kalmış ve caddeleri bomboş bir yolda...nereye gideceğini bilmeyen ve aptalca sağa sola bakınarak..ne istediğini bile bilmediğini bile aklına getiremeyen bir ahmağın resmi kendi gözlerinde belirir her aynaya baktığında...
Kolay değil tabi ki..çaresiz kalmak ve hayata bitmiş gözüyle bakmak ve yine sırımsıklam ıslandığı kara yağmurların vurduğu kentten kovulmak yerine kendi isteği ve içindeki gurur ile ayrılmak yaşadı hayattan..belkide bir ölüm kurtuluştu dünyasında... en acı çare aklındaki..sanki her acının bitip yada her şeyden kurtulacağı günleri takvimlerden geri sayarak hesaplamak..Ama ölmek kendine..yaşamak da kendine bir çaredir..iyide olsa kendine kötüde olsa kendinedir bu kara bahtında ama..şu var ki..öldüğünde sevinenler..asıl üzülenler ise yaşadığında ve ayakta dim dik kaldığında seni uzaktan uzağa görmek için sıraya geçenler olacaktır...hayat da her zaman yaşamak ayakta kalmak ve Rabbinin verdiği can ile hayata meydan okumakdır bir insanoğlunun en büyük görev..zamanı geldiğinde almasını da bilir..hani vermesini bildiği gibi...ve şu anda dünya da olduğun gibi... İnsanların tek seçeneği ölüm değildir..kendi tercihidir...ecel gelir alır seni götürür..yada...kendine yakışır yaşarsın..yada başkalarınının istediği gibi yaşar..ya da onların zorladıkları gibi bir nehre atmaya çalışırsın kendini...Ama her şeyden öncesi ...önce sen..sen..sen... ne senden öncesi..nede senden sonrası...hayat senin yaşam..senin..ömür senin...
Şiiri okurken ve aklıma gelenler ile şiirden anladığım parçacıkları paylaşmak istedim..Aslında kısa gibi gözüken fakat çok şey anlatan yazan kaleminizi kutluyorum keyifle okuduğum kadar keyifle de bir çok anlam çıkarttım kendimce..İlk bakışta Okunabilen bir şiir ama okudukça ve anlamaya çalıştıkça her insanın kendinden bir parça bulabileceği bir şiir ortaya çıkmış...
Kolay kolay sevemem yeniden ben her yağan yağmurun koynunda ıslanmadan yürürken ki ben ıslanalı çok olmuştu yaşlı bir çınar gibi ne zaman sevda yağsa üstüme kuşanırım karanlıkları dönme artık dönsen de içi çürük bir ağaç ölümü bekler gibi kesilmeyi bekler gibi boynu bükük kaldı buralarda her gün kendi içinde ölerek..
Ne içli yüreğe dokunan satırlardı.. Ahh sevda neden layık olduğun gönülde değilsin dedirtti bana.
Harikasın gül yürekli, yine coşturmuşsun cümleleri. Fon eşliğinde tavaf ettik adeta şiirin etrafında
Ey benim gurbetine başımı devirdiğim D o k u n m a
Eksik kalsın ruhumun bir parçası. Anladım ki Parmak uçlarından başlarmışım yanmaya.
Yüreğine ne d/okundu ki böylesi üflendi kaleme Amin'leride biz den olsun, haykıran diline Kocaman tebrik ediyorum sevgili şaire mi, Nazar boncuğu bırakıyorum şiirine Kutluyorum yüreğini, bir demet gül ile O gül ki, mısralarının arasında dolaşıp Kokusunu bıraksın tüm şiirlerine
Daim olsun gülüm benim, yüreğine bereket Gayri söz tükendi...
ibrâhîm
içimdeki putları devir
elindeki baltayla
kırılan putların yerine
yenilerini koyan kim
güneş buzdan evimi yıktı
koca buzlar düştü
putların boyunları kırıldı
ibrâhîm
güneşi evime sokan kim
asma bahçelerinde dolaşan güzelleri
buhtunnasır put yaptı
ben ki zamansız bahçeleri kucakladım
güzeller bende kaldı
ibrâhîm
gönlümü put sanıp da kıran kim
A. H. ÇELEBİ
şiirinizde tanıdık birini buldum
satır aralarını okumak zevkti ve A.H. Çelebi geldi aklıma
tebrik ederim