3
Yorum
19
Beğeni
5,0
Puan
1501
Okunma
Zaman, sanki çekilmeyi bekleyen bir mil gibi.
Hangi tarafına dadansa ellerim
Beynimin ve kalbimin hükmü yok ötesinde.
Üzerime sinen her yağmur damlası
Her heyelan şiddetinde kara bulutlar
Ve gülüşüne aldandığım mavisi Şehrin...
Çekilse suları dizlerimden öte
Çekilse ardıma kadar dehliz
İçimde çırılçıplak uyuyan ölülere kekeme olur dilim.
Sahi kaç kemiğin,
Kaç iliğin ardında beslemiştik hayallerimizi?
Pembe Panjurları olan evler misali...
Savaşları, Kargaşaları dinmeyen bir iç sesin
Kendini astığı günden ibaret yaşananlar.
İntihar diyenler var adına
Kimisi öfke patlaması...
Karnım ve mide aramda oluşan bir yumrunun tarifi
Süt kokan bakışlarına delal.
Yüzümün her kaygısında, aynada beliren parmak izlerin
Ve dudağında dinlenen şiirlerden oluşan bir Nazım Klasiği
’’ Ve tıpkı o eski,
Acıklı hikâyelerdeki yalınayak
Karlı yollara düşmüş,
Yetim bir çocuk gibi bu yürek... ’’
Zên. //OnAltıTemmuz2017
5.0
100% (11)