Köy Düğünü 29-Kepezikinci gün kepez[1] götürülür erkekler davul-zurna eşliğinde bir oğlan çocuğunun başında kepez, oğlan yağız bir at üstünde başka bir koldan kadınlar görülür damadın hediyeleri, öndekilerin başları üstünde bir-kaç pullu-tülbentli sini[2] içinde kalabalığın en önünde Kahküllü Hesne onunla atbaşı[3] illâ eli defli Yandan Helime, ve birkaç kişi daha vardır kalabalık kız evine dayanır öndeki kadınlar koro halinde “-Gıcılar gavak gıcılar işte geldi kınacılar”. diğer koldan gelir erkekler ana girişi tutar kız evinde bekleşenler epeydir çömüdenler[4] “hoş geldiniz, safalar getirdiniz” diye ayağa kalkar gelenleri karşılarlar.. tokalaşıp kolundan tutulup ısrarla baş köşeye yerleştirilir oğlan babası yanıbaşlarında oğlan tarafının ekabir takımından olanlar çelen[5] diplerine sıralanmış dinelenler[6] çalıya yaslananlar, taşa oturanlar, çömelenler sa(ğ)dıç tarafından sürüklenir iki dünür meydana davul eşliğinde zeybek, köroğlu, sallama dolanırlar, karşı karşıya gelirler ya da yan yana kısa keserler, sonra iki kişi daha onlardan sonra da iki kişi daha amaa.. Kara(ha)çanın Ali(ih)sanın takkasını yan geyip “Arap oyununda” yalellisi[7] “kaleden kaleye şahin uçurdum, ah ile vah ile ömür geçirdim” Göpleğin Amad’ın Candarması, Zeybeği, eşlik edilmeden oynanır.. bu arada kız tarafının ikramı başlar önce oğlan tarafına tutulur tepsi tepsi içinde ciğara, lokum-bisküi tepsi içinde en büyük oğlan babasının bahşişi dağıtılan cığaradan kulak arkası alır kimi kimi iki Hasgül Püskeviti[8] arasında bir lokumla hanımbudu[9] ardından Ala Mehmedin ceketle oyunu derken Dervişin Selattin’in “Gongilli”sine bütün gençler katılır.. “ardıç arasında biten budaklar hani gelin adadığın adaklar” peşindekilerle Selahattin, açıldıkça açılır, meydan dar gelir.. seyirciler kaçışır.. ve Alibeyin köygöçtüsü[10], başlar, bir curcuna çığlık atanlar kaçışanlar fark etmez seyirci, oynayan herkes bir şekilde iştirak eder urgan ucundaki çuval topundan misafirler de nasiplenirler ve Tokmacıklı Dudukoğlu’nun takkasıyla güreşi mubarek başından çıkan yağırlı takka değilde izbandut biri, iri-kıyım, atik ve zeki yedi-düvele meydan okuyan üstelik Dudukoğlunu hakir gören bir başpehlivan “-pesdah!” derler, peşrev atarlar, başta açılan meydan hayretler içinde, daraldıkça daralır zaptedebilen zapdetsin pürdikkat kesilir çocuklar Dudukoğlu, paça-kasnak, derken takka çift dalar ardına dolanıp, bastırır belinden sımsıkı kavrayıp takkanın soluğunu keser, ama paçayı öyle bir kaptırır ki adam pes etmez, takka bırakmaz, yoğun tezahüratlar eşliğinde Dudukoğlu teşvik edilir edilmesine de ne çare ses-soluk gider, mecali kalmaz ikisinin de oyun içinde oyun, pehlivanlar tutulur Dudukoğlu terler, takkanın iflahı kesilir ama sonunda Dudukoğlu, ani bir manevrayla ters dalıp kündeye getirir takkaya “-pes” dedirtir toz-toprak içinde ve yorgundur pehlivanlar öylece yerde kala-kalır takka diğeride yorgun ama onurlu ve çılgınca alkışlanır o ufak-tefek Dudukoğlu sanki yedi düvele nam saldılar Dudukoğlu kalkar, takkası yerde sereserpe sol dizi üzerinde, sağ eli sağ dizine sonra diğer eli en yukarıya uzanır ardından gözleri de bir müddet öylece bekler mağrur.. onurlu alkışlanır… alkışlanır Tokmacıklı Dudukoğlu eğilir, takkasını kavrayıp, tozunu alır dizine çarpıp başına tac eder, yendiği pehlivanı sonra da, önceki yerini alır gözler başpehlivanda kalır.. .. [1] kepez: duvak, gelinbaşı, hotoz [2] sini: büyük tepsi [3] atbaşı: başa baş, eşit, aynı hizada, yan yana [4] çömütmek: çömelerek belli bir noktayı uzun zaman gözlemek [5] çelen: çalı pardı, çalı duvarla çevriklenen yer, [6] dinelmek: dikilmek, ayakta durmak [7] köy göçtü: uzunca bir ipin ucuna sıkılaştırarak sertleştirilmiş ve ağırlaştırılmış bez ya da çul ebe tarafından oyundakilere vurularak oynanan köy meydanı oyunu [8] Arap Oyunu; adamlarca çömelip, zıplayarak ilerlenen, bu arada ritme uyarak bir sağa bir sola ellerin uzatıldığı, şapkaların ters giyilerek oynanan bir oyun [9] bisküi [10] hanımbudu: iki bisküi arasında lokum /kösme |
derken takka çift dalar
ardına dolanıp, bastırır
belinden sımsıkı kavrayıp
takkanın soluğunu keser,
ama paçayı öyle bir kaptırır ki
adam pes etmez,
takka bırakmaz,
yoğun tezahüratlar eşliğinde
Dudukoğlu teşvik edilir edilmesine de
ne çare ses-soluk gider,
mecali kalmaz ikisinin de
oyun içinde oyun, pehlivanlar tutulur
Dudukoğlu terler,
takkanın iflahı kesilir
ama sonunda Dudukoğlu,
ani bir manevrayla ters dalıp
kündeye getirir
takkaya “-pes” dedirtir
toz-toprak içinde ve yorgundur pehlivanlar
öylece yerde kala-kalır takka
diğeride yorgun ama onurlu
ve çılgınca alkışlanır
o ufak-tefek Dudukoğlu
sanki yedi düvele nam saldılar
Dudukoğlu kalkar, takkası yerde sereserpe
sol dizi üzerinde, sağ eli sağ dizine
sonra diğer eli en yukarıya uzanır
ardından gözleri de
bir müddet öylece bekler
mağrur.. onurlu
alkışlanır… alkışlanır
Tokmacıklı Dudukoğlu
eğilir, takkasını kavrayıp,
tozunu alır dizine çarpıp
başına tac eder, yendiği pehlivanı
sonra da, önceki yerini alır
gözler başpehlivanda kalır..
..
Okunası şiirdi severek okudum dizi olarak güzeldi zevk verdi bana okması
Yüreğine kalemine sağlık
Kalemin susmasın
____________________________________Saygılar hocam