6
Yorum
9
Beğeni
0,0
Puan
1919
Okunma
vurgunum
sana kanmaktan
kırık bir haykırışın diline düşmekten
tenimde
çatlak düşlere nakışlanan ateş yazgısı serzenişler
ne çok acımasızmış meğer
kırmızıya mahkum keder
çiçeğimin solduğu akşam
dillerini yutmuştu
baba şevkati görmemiş uçurum
keskin bir bıçak gibi katı
ay ışığı kadar güzel
gözleri eşelenen
hazinemin sevincine
ölüm inci dişleriyle
sarılırken sevdiklerine
kan renkli gülüşler
harami duvarlar
hep peşimdeler
zamanı öteledikçe ileri
sıcağımda yunar
yitik yolların dünündeki
tek yönlü sevgi
sahte bir cennet uykusudur
buz salkımı göğün
doyumsuz öpüşmesi
söylenmese de bu heyecan
saplanışlar ister karanlıklar
şimşekli gecelerde
ayna sırlarıyla aynadır
sırsız aynaysa cam
yetim soyunuşlar ıslanır
dul kalmış günlere
göçebe sevgide yiter
canı yanan dolunay
huzursuzluk asılırken boynuma
ne olur
iştahlı akşamların
ağzı açık sokakalarında
beni de yanına al
yalan bir günde
sarardıkça suçlarım
tövbeli uçurum
yollarıma duvar
artık
beynimde dolaşan
yamalı mektuplarda
beyaz resmindeki
kaybolan bakışın var
şimdi ben
göğün hüzün akan çeşmesine
kandırılışımı saldım
yürüdü gitti
aklımın ayazına
sürgün gezegen
mavisiz günün sabahına
umutsuz yitti
aldandım...
28.11.2013 Mönchengladbach...