Yitiksensiz şirazesi kopmuş yitik bir kitabım gel de topla beni demeyeceğim öyle sessiz öyle ölgün öyle mahzun yokluğuna gömüleceğim mevsim son/bahar aylardan kasım bitti gözlerine baktığımda o çocuk telaşım başladı ömürlük yasım ben sana yürüyorum sen uçurum sesine sensizlik gayya kadar derin sırat gibi ince adını s/ayıklıyorum her nefeste zikrimce sonra susuyorum sana usulca dokunuyorum kabaran yüreğimin kürdili hicâzkar makamına hüseyin oluyorum kerbela’da çatlamış dudaklarımı dayıyorum amida’nın o soğuk kara taşlarına gözlerimden bir çift sen damıtıyorum kadim süryani şarabına and olsun bab’lara mezmur’lara ve o ayetlere ki olur da ölürsem senden önce ve değerse cesedime bir çift gözyaşın zemzem olur susarak çürüyen dilime enkazıyım dağılan bu aşkın kurumuş bir gül gibi yatıyor göğsümde boylu boyunca sende yitirdiğim çocukluğum zaten evvelden çok evvelden hatta doğduğum günden süvarilerin defalarca talan ettiği viran bir kenttim gittin seninle kurulan son kaleyi de yerle bir ettin Necat Uslu Seslendirme için değerli ağabeyim Olgun Onur’a kalbi muhabbetlerimle... |
şiirdeki incelik
letafet
şık duygular
ahenk unsurlarının o nefis uyumları
doğrusu hangi birine övgümü anlatayım bilemedim. O kadar güzeldi, çok çok beğendim.
Olgun ağabeyden dinlemek de bir o denli iyi geldi okumamın üstüne.
Kutluyorum her ikinizi, sevgilerimle...