sensiz şirazesi kopmuş yitik bir kitabım gel de topla beni demeyeceğim
öyle sessiz öyle ölgün öyle mahzun yokluğuna gömüleceğim
mevsim son/bahar aylardan kasım bitti gözlerine baktığımda o çocuk telaşım başladı ömürlük yasım
ben sana yürüyorum sen uçurum sesine sensizlik gayya kadar derin sırat gibi ince adını s/ayıklıyorum her nefeste zikrimce
sonra susuyorum sana usulca dokunuyorum kabaran yüreğimin kürdili hicâzkar makamına
hüseyin oluyorum kerbela’da çatlamış dudaklarımı dayıyorum amida’nın o soğuk kara taşlarına gözlerimden bir çift sen damıtıyorum kadim süryani şarabına
and olsun bab’lara mezmur’lara ve o ayetlere ki
olur da ölürsem senden önce ve değerse cesedime bir çift gözyaşın zemzem olur susarak çürüyen dilime
enkazıyım dağılan bu aşkın kurumuş bir gül gibi yatıyor göğsümde boylu boyunca sende yitirdiğim çocukluğum
zaten evvelden çok evvelden hatta doğduğum günden süvarilerin defalarca talan ettiği viran bir kenttim gittin seninle kurulan son kaleyi de yerle bir ettin
Necat Uslu
Seslendirme için değerli ağabeyim Olgun Onur’a kalbi muhabbetlerimle...
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Değerli ablam; öyle güzel hissettirebilmişsem yürek yangınımı ne mutlu bana diyeyim ki belki üşüyen yüreğimi ısıtır bir nebze eyvALLAH yoruma saygılarımla
Değerli ablam; öyle güzel hissettirebilmişsem yürek yangınımı ne mutlu bana diyeyim ki belki üşüyen yüreğimi ısıtır bir nebze eyvALLAH yoruma saygılarımla
siir acının diliyle konuştuğundan olacak ki kalbime ve ruhuma çok tesir etti sevgili necat şiirlerin her zaman güzel olmuştur bu yüzden özenle ve dikkatle okumuşumdur şiirlerini fakat bu son şiirin diğer şiirlerinin serveri niteliğinde bambaşka olmuş dedim ya kalbime ve ruhuma çok tesir etti yürek çağlayanin hiç susmasın hep aksın böyle aksınki bizde kıyısında hüzün demleyip ruhumuza içirebilelim
yüreğine aşktan başka dert musallat olmasın inşallah
günün en özel şiiri bu şiirdir herhalde
en kalbi tebriklerimi bıraktım... sevgiyle
Murat Elter tarafından 11/24/2013 10:57:42 PM zamanında düzenlenmiştir.
teşekkürler kardeşim sarm'aşık ağacın etrafını dolarken alttan üste doğru dışardan canlı görünür lakin içten çürümektedir onu da ancak içten çürüyen bilir şiiri beğenmene sevindim teşekkür ederim
teşekkürler kardeşim sarm'aşık ağacın etrafını dolarken alttan üste doğru dışardan canlı görünür lakin içten çürümektedir onu da ancak içten çürüyen bilir şiiri beğenmene sevindim teşekkür ederim
Rezber hocam hayat bize sunarken bir damla mutluluk heybesinde yığınla hüznü taşımaktadır -ki aslında biz de biliyoruzdur- çoğu zaman bilmezlikten geldiğimizdir bu durum
dibini görmeden de iyice çakılmadan da anlayamıyoruz ki biz çarpılacağız illa ki hem şiiri beğenmenize çok sevindim teşekkürlerimi sunuyorum saygılarımla
Rezber hocam hayat bize sunarken bir damla mutluluk heybesinde yığınla hüznü taşımaktadır -ki aslında biz de biliyoruzdur- çoğu zaman bilmezlikten geldiğimizdir bu durum
dibini görmeden de iyice çakılmadan da anlayamıyoruz ki biz çarpılacağız illa ki hem şiiri beğenmenize çok sevindim teşekkürlerimi sunuyorum saygılarımla
asi/l şiir öyle ki acısını çıkarıp önümüze sunacak gibi öyle içten öyle mahsum öyle kırılgan ve çok bizden
şiirin atar damarlarına girdiğimde fişi çekilmiş ölüm düşeğinde ki bir hastanın gözlerine bakmış gibi oluyorum kesinlikle bir pişmanlık var ama bu pişmanlık sevdadan değil kesin
sözcükler öyle ince ince dizilmiş ki hadi beni içine çek hisset diyor ve okuyucuyu çok güzel yakalıyor zaten
şöyle bir şey ki (belki bana göre) sevdiğinden hep uzak kalarak ama sevdasından hiç bir şey kaybetmeyen bir aşığın serzenişi ki Necat hocamın çoğu şiirinde var bu bilmece
su/s testisinde sunulan ahraz bir zılgıttı şiir ses de çok yakıştı
mevsim son/bahar aylardan kasım bitti gözlerine baktığımda o çocuk telaşım başladı ömürlük yasım
derler ki her bitiş başka başlangıçlara gebedir
onun içindir ki kasım ölünce başlar aralık
giderken aralık bırakılamayan kapılara inat
ne yeller eser geçer ömür kapısından
alıp uçurmak için yasları ta uzaklara
hadi hadi atla gözlerime çocuk telaşım
beraber ağlayalım,gülemesek de seninle
ağlayalım
ben sana yürüyorum sen uçurum sesine sensizlik gayya kadar derin sırat gibi ince adını s/ayıklıyorum her nefeste zikrimce
gayyanın en derinine saplayıp da giderken seni
uğruna kurban ettiğim aşkın gücüyle
geçebilmek umudunu taşıdım sıratın üstünde
adımlaya adımlaya nefesledim yangınını adının
sen en derindesin
benim çocuk yanım korkuyor ateşten gayri
sonra susuyorum sana usulca dokunuyorum kabaran yüreğimin kürdili hicâzkar makamına
uslanmaz yanım
ahh çocuk yanım
yangınlar içinde de olsan koşuyorum sana
her gece
her bahar
her kasım
dindir sen/de yüreğimi ey aşk!
hüseyin oluyorum kerbela’da çatlamış dudaklarımı dayıyorum amida’nın o soğuk kara taşlarına gözlerimden bir çift sen damıtıyorum kadim süryani şarabına
ve sen ben gözyaşıyla ıslanmıştık hani o masallarda diyorum
sonra kendimi kendim duyuyorum
uyuyorum
uykusuzluğu gözlerime mühürleyen gidişine rağmen üstelik
sen damla
ben anarım seni nasılsa…
and olsun bab’lara mezmur’lara ve o ayetlere ki
bu yemin ki her şey adına
sen adına
ben adına
gidişler adına olsun
dönersem sözümden
son olsun gayyaya bakışım
kör olsun duyan kulaklarım
nasıl olur deme ha
biliriz ki olur!
olur da ölürsem senden önce ve değerse cesedime bir çift gözyaşın zemzem olur susarak çürüyen dilime
sana dairdi kutsal bildiklerim ki
ölürsem bilirim sevdiğin kadar ağlayacaksın
duyarsan eğer susan dilimi
enkazıyım dağılan bu aşkın kurumuş bir gül gibi yatıyor göğsümde boylu boyunca sende yitirdiğim çocukluğum
ve çocukluğum
saklambaç oynayıp,taş sektirdiğim
ruhunda salıncaklar kurup sallandığım
omuzlarında büyüttüğün yanım
ellerinde buza dönüşen tarafım
ver artık onu
zaten evvelden çok evvelden hatta doğduğum günden süvarilerin defalarca talan ettiği viran bir kenttim gittin seninle kurulan son kaleyi de yerle bir ettin
şah ve mat
lügatimde kalan son bayrak
indirdin ve bitirdin bu kenti
şimdi kent/d/imde koca bir yalnızlık
içerken seni…
Tuzu noksan bir yemeği yemenin zorluğunu yaşadım.( Ukalalık olarak değerlendirmezseniz sevinirim.Zira damağımda hâlâ ‘Yokluğunun Terennümleri’ var.Onun öyle esiri olmuş ki kulaklarım diğer hepsi yavan geliyor ruhuma.)
teşekkürler değerlendirmeniz için estağfurullah ne demek elbette herkes aynı şiirden aynı tadı alacak diye bir kaide yok dilim döndüğünce,yüreğim yettiğince yazıyorum var olsun yüreğiniz
teşekkürler değerlendirmeniz için estağfurullah ne demek elbette herkes aynı şiirden aynı tadı alacak diye bir kaide yok dilim döndüğünce,yüreğim yettiğince yazıyorum var olsun yüreğiniz
Kanal 2000 TV de her pazartesi saat 15.30 da bir şiir programı yapıyorum bir dostumla. Şiirlerinizi "damla damla şiir"e gönderirseniz canlı yayında okuma zevkine erişiriz. Şimdiden teşekkürler,saygılar...
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.