Okuduğunuz şiir 29.10.2013 tarihinde günün şiiri olarak seçilmiştir.
Nedensiz...
"Emanetim var sol göğsünün altında, Korusun onu, söyle Tanrı’ya..."
Sebepse ayrılıklar göğün yaşarmasına gönül almalar neyi değiştirir ki tan vakitleri... Giden gitmiştir Ve çokça ihtiyacı vardır duaya; Dönmüştür çünkü kavlinden, bozmuştur yeminini...
Kapanmayan yaralar vardır; açamayan çiçekler gibi... Her daim yeşildir de... yoktur meyvesi... Kadim ayrılıkların gölgesidir bitmeyen, bitemeyen çilesi...
Gecenin matemidir bağ bozumları.. Karaya öykünürken tüm renkler tılsımı bozulmuştur ilk sevmelerin Eller yara açar ha medet kuytusunda nazik tenlerin... Oluru yok bu günahtan geçmenin!
Yıkık, harap bir hücre yüreğim Mahkumum; devşirme bir kaderle hudutsuz, kesif bir kedere... Çentiklerim var elbet hicranıma kazınmış Hayallerim, azılı katillerce hunharca boğazlanmış!
Sahi; yerin var mıdır kulağı ya gözleri duvarların? Sağır mıdır yoksa kainat? Gidiyorsa.. Susayazmalı yeryüzü beti benzi atmalı cümle kuşların, maziye karışmalı yar yüzü...
İflah olmam bu acıyla Gayrısı hüzün, gayrısı hazan Gidenlerin diyetini ödetir hep kalanlara yosma zaman...
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Nedensiz... şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Nedensiz... şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
BU üslûbu daha çok sevmeye başladım ne yalan söyliyim; şiire bazen böyle dokunmak daha çok hoşuma gidiyor.. Aslında böyle yazması daha zor biliyor musun, yıkıcı imgeler kısa cümlelerde devleşecek ve duygu bir nefeste geçecek.. Bu oldukça zor; ama daha etkili.. Bu şiirde bunlar var işte.. Tebrikler, dönüşün muazzam olmuş yine.. ;)
"Emanetim var sol göğsünün altında, Korusun onu, söyle Tanrı’ya..."
okudum yutkundum ve dedimki of!!!
şiirin Bismillahı gibiydi burası sonra uzuyor kendi öyküsüne sizi kata kata ve filani
Sahi; yerin var mıdır kulağı ya gözleri duvarların? Sağır mıdır yoksa kainat? Gidiyorsa.. Susayazmalı yeryüzü beti benzi atmalı cümle kuşların, maziye karışmalı yar yüzü...
İflah olmam bu acıyla Gayrısı hüzün, gayrısı hazan Gidenlerin diyetini ödetir hep kalanlara yosma zaman...
sen ey gönlümüzün şairi canımızı almak nefesimizi kesmek zorunda mısın? finalin muhteşem bir saltanatı var gönlümüzde tahtını tacını almıştır şiir ve şair baki hayranlığımla muhabbetle...
elbette gitmelerin ve kalmaların arasında sıkışmış bir çok zamanı eskitiyor insan ama her koşulda sevinç veya hüzün de duruma göre dahil oluyor müfredata.. hüznün, gururun, aşkın ve ayrılığın o keskin virajında hızını ve dozunu ustaca ayarlamış çok güzel bir şiirdi.. kutluyor, saygılar sunuyorum.. teşekkürler şiire..
nedensizdir hep özlemlerimiz, sevdalarımız, nedensizdir boncuk boncuk gözümüzden düşen katreler, nedensizdir yol gitmelerimiz bilmediğimiz şehirlere, ve nedensizdir uykusuz gecelerin koynundan amansız havalanışımız usulca gökyüzüne...
hayır dostum, hayır güzel insan, elbette ki nedensiz değildir hiç birisi bu duyguların, ki senin nefis betimlemelerle anlattığın da budur esasında hüzün dolu şiirinde... ve değil mi ki, "Gidenlerin diyetini ödetir hep kalanlara yosma zaman..."
bu bölüm gibi, tek başına bile şiir olabilecek harika söylemleri var şiirin... özlemi duyumsamak mı? duyumsadık eyvallah! acıyı sindirmek mi? sindirdik yüreğimizin en tenhasına, en koyusundan... sitemi özümsemek mi? sitemini varsın sevdaya nankör olanlar özümsesin, onlara bırakıyorum... ben şiirin güzelliğini özümsemişim, yeter bana...
teşekkürler şiir yüreğine, kaleminin gücüne...sevgimle...
okuduğum önceki şiirlerinizden biraz farklı gibi geldi nedense.öncekiler bir tık daha öznel idi sanki.
bu şiirinde iç sesini çok beğendim.dinletisi havasında.ki kaleminize münhasır.tebrikler. ve bu arada edebiyat yakışıyor kaleminize.devam diğer türlere de, derim.
Şiir ilk bendinde ayrılığın getirdiği hüzün yağmurunun, duâ ile geçeceğinin farkında. Bizi tesiri altına alan duygunun renklerine bulaşsın istiyoruz ellerimiz.
Geceye sürüklenen, belki geceye yüklenen o karanlık hislerin tılsımı etkisi altına alıyorken bizi şiirde en beğendiğim bölümünde geziniyor gözlerim... nasıl olmaz ki diyorum yerin kulağı, duvarların gözleri.
Sevgili Sera... O sevdaların ve acıların bir güzel yönü var ki, sizi- bizi buluşturuyor işte, eritiyor bir potada... Görmeden ısınıveriyor içi karşısındaki gönül dostuna; ki bu çok büyük bir kazançtır benim için...
"Emanetim var sol göğsünün altında, Korusun onu, söyle Tanrı’ya..."
Alıntı da olsa kesinlikle dehşet bir replik. İlk bunu okuduğumda merak ettim bunun altı nasıl dolar acaba...
yalan yok şiirin bu dizgenin altında eriyeceğini düşündüm önce. Ama daha ilk bölümü okuyunca derin bir offf çektim ve halt etmişsin dedim kendime...
"Sebepse ayrılıklar göğün yaşarmasına gönül almalar neyi değiştirir ki tan vakitleri... Giden gitmiştir Ve çokça ihtiyacı vardır duaya; Dönmüştür çünkü kavlinden, bozmuştur yeminini..."
yaslan geriye dedi iç sesim. bu " büyük şâir izleri zerkeden bir şâir"... ve bu hisse kapıldığım çoğusu gibi s a t ı r l a maya başladım...
iyi şiir kurgusundan sesinden hatta kokusundan belli eder şâirini. bu gibi çok iyi bir akış anlam mânâ bütünlüğü ve imrenilesi şiirsellik. yalınlık kuşanmış insanın alnını yakan bir sızı, ki; bu şiirin gücündendir ve bir sonraki bölümü bir romanın en heyecanlı yerinde kapatıp! damak tadı bırakmak... ne zamandır böylesi okumadım bir şiiri merakla gerisini özleyerek... . . .
fazla uzatmamak adına bu noktaları birer bölüm sayarak ve her bir bölümü de birer ay gidip gelip okuyarak doldurdum içlerini sayın. bir şiir bu kadar özenli bu kadar bütünlüklü olur ancak. ahenk tını iç- dış uyaklama kelime seçimi neredeyse hatasız peysajlama... sıradışı bir eser... ve şâirin diğer bir kaç çalışmasına baktığımda da manzara aynı idi çok normal.ki; bir şiire bu kadar güzellik bir arada zor değil gelmez rastlantı yanıyla...
ve şiirin yarısıdır dediğim final;
"İflah olmam bu acıyla Gayrısı hüzün, gayrısı hazan Gidenlerin diyetini ödetir hep kalanlara yosma zaman..."
tek kelime enfes. hem tüm şiiri kuşanmış hem de bir final nasıl olur'a ders... çok ufacık bir şey dersem başta o gidişi vakur karşılarken sonda "iflah olmam" azıcık tezat düşmüş ki o da hata değil belki bilmediğimiz bir sebeptendir. ve bir de şâir yüreği gidene beddua değil dua eder sevmişse! şâir insandır, insancıl. ve "kimse kendine beddua etmez" çünkü kendisi her ne olursa olsun o " gidenin yarısıdır"! artı insan yanılsa da yanlı ya da yanlış sevmez!
ve bir şâir gönüllü git diyemez engel olamasa da... ya;
" bir ambulansın siren sesi gibiydi gidişin, önünden çekilmekten başka ne yapabilirdim" der
ya da benim gibi;
bu ne bir emir kipi ne dilek gidiyorsun mâdem git!..
Serhat Bey... İlginiz, özeniniz ve ayırdığınız değerli vakit için minnettarım size... Yazdıklarım çoğalmış bir de baktım ki... Kaleminizin ustalığı zaten herkesçe malum, bir de tevazu sahibi olduğunuzu görmüş oldum bu vesile ile... Sağ olun, eksik olmayın...
Fısıltıyı çoğaltmış kelimeler. Acının çöreklendiği bir sekide oturmuş yazanı. Çok hissettiriyordu yazıdaki yaşanmışlık kendisini çok. Yolu aşktı, su testisi su yolunda kırılmıştı sanki. Gidenin bıraktığı boşluk öyle büyüktü ki...
Bir de didaktik yanı vardı yazının benim açımdan: Şiir tarzında yazarken noktalama işaretlerinin satır sonlarına da konulmasından yanayım. Sizin de böyle yaptığınızı farketmek düşüncemi olumladı. Hani yazanın yazdığına bak, yazılanın altına söylenene demeyin lütfen. Üzüntünün idraki başka. Fakat belki de bir anımsatma yaşamın tüm hoşluğuyla sürdüğüne dahil benimkisi. Tebrikle öğreten, hissedilen yazıya.
Ben, çoğu yazarın aksine, hala noktalama işeretlerinden yanayım; duygunun vurgulanmasında öyle önemli ki bu...
Tamam, düzyazıdaki kadar tercih edilmeyebilir belki ama, kullanılmaması da felakettir!
Bakın mesela, şu an kullandığım tabletin klavyesinde uzatma(inceltme) işareti yok ve ben deli oluyorum! Çünkü demin yazdıgım bir " hala" kelimesi var ki, uzatmasız olmaz, olamaz! O kadar önemsiyorum ben işte imla ve noktalamayı...herkes de bunu böyle yapmalı diye düşünüyorum aslında...
Şiirdeki acıya gelince... Acılar biriktiriyoruz, geçmezse şiir oluyor ilte böyle naçizane...
Değerli yorumunuz için teşekkürler... Saygım ve sevgimle...