EY GÖNÜL
Adam olmayacaksın sen ey gönül
Şeytana kızınca bozuyorsun orucu Kıyamet kopsa verdiğin kararından Bilirim kat’iyen etmezsin rücu Ardında bıraktığın perişan yüzleri Lal olan dilleri ,kırılan kalpleri Görmezden gelmek tıynetinde var Her güzelin kusuru endamında Senin ruhun yüreğin gibi taştan duvar Zırhında açtırmazsın küçük bir gedik Anlamadın gülüm biz zor olanı sevdik Söz dinlemez iş bilmez Haşarı bir çocuk gibisin ey gönül Dibini görmeden yaşıyorsun ömrünü Hatırla her gün Ölüm birgün bulacak bizi Girmeden toprağın sıcak koynuna Değsin yeniden gözlerimiz Buluşsun ellerimiz Kırılmasın hassas kalplerimiz Sesim korkutmasın bu kadar seni Yazık bu endişe kısa keser neşeni Korkularınla son bulacak bu savurgan hayat Ömrümüz bitti Ne var ki adam olmadın sen gönlüm, heyhat! Şimdi kendinden emin Mağrur bir komutansın ey gönül Bütün savaşlardan muzaffer ayrılan Dünya parmaklarına dolanan tespih gibi Dönüp duruyor Bakışların kılıcın ıslığından keskin Sevdalı yürekleri ikiye ayırıyor Sakın ha yitirmeyesin dirayetini Bir kez daha bulamazsın bu okkalı asaletini Yüzüme kapattığın bütün kapıları Açmaya mecalim yok İnzivaya çekiliyorum Çok yoruldum ardın sıra koşmaktan Vazgeçme sen ey gönül Çelik çomak oynamaktan Hayde rastgele Takılır ser hoşun biri yılan dilli oltana… |
şemsin tüm sözlerini öylesine severek okurum ki...
şiir ise öyle ustaca yazılmıştı ki kutluyorum saygılarımla