EY TALİP
Kırmızı atlar burnundan solur
Tazecik gülleri çiğner devler Sızar şakağında sıcacık kan Sığamazsın hiçbir yere artık Yağmur gibi yağarken ölümler Sürün atları çöllere doğru Bulutsuz gökyüzü güneşe doğru Gergin yaylarınızla hedefe doğru Yazılsın destanımız tarihe bizim Biriktikçe acılar çelikleşir sinirler Zaman çekilmez dert olur Barut kokar nefesler Dağılacak kasaveti ufkumuzun şafak sökecek Son kale son ışık son nefes düşmeyecek Uyan uykundan var olmak için Mazluma düşküne yar olmak için Cümle zalime duvar olmak için Yazılsın destanımız tarihe bizim Dağları eritir çelik kanatlar İnsafı öğütür ecnebi çarklar Sanma zulüm ebedidir ey talip Musa doğar elbet kapkara geceye Şaşar ilk baştan kurgulanan hesaplar Yakın namluları Allah aşkına Kopan başlar yanan canlar aşkına Rim’in ,İsmail’in, Hanzala’nın aşkına Yazılsın destanımız tarihe bizim |