küsne zaman oturup baş başa susacak olsak yağmur söyleyip durduğu yalanı birden kesiyor küs bir akşam başlıyor evlerde odalarda sen olmayınca hiç bir şeyim kalmıyor inadına bir gül oluyorsun ne yanıma baksam henüz bitmemiş bir resim gibi öylece duruyorsun susuz bırakılmış menekşeler misali büküp boynunu sitem olmuş susuyor bütün sözlerin yüzünde ihanete uğramış balerin mahzunluğu akşamdan solmuş sarı güller kadar çaresiz her gülüşün biraz eksik ömrümün boy aynasında elimde yine cevapsız bir soru kalıyorsun bu kadar mı yakışır küskün kelimelere yüzünün yası bütün sessiz harflerinle bana bırakıp gittiğin aşk hüzünlü bir ayna kesiği benim de yüzümde hatırası senin bakışların suya inmiş ürkek ceylan sürüsü senin bakışların ıssız orman kuytusu senin bakışların uzun zamandır…demir perde senin bakışların bundan böyle, yabancı ülke… neden geri dönülür kaçar gibi gidilen o şehire ağır yaralı birkaç mektup, kanayan birkaç resime her sesin yankısı kendine dönüyormuş nihayet anladım ki aşk... şiirden şiire dolaşan bir rivayet gölgede açan bütün çiçeklerim senden yadigâr senden yadigâr, ellerimden gitmeyen hicran kokusu küs bir akşam başlıyor yine, evlerde odalarda sonbahar söyleyip durduğu şarkıyı birden kesiyor ne zaman oturup baş başa susacak olsak * |