Hocam 24-farklı tarifini bilmediğim duygular içerisindeyim mesajlar dolu dizgin gitti geldi.. “döneyim” “ne olur izin ver” diyor.. “seni çok özledi gülün, sensiz olamıyor” diyor çaresiz “gel” dedim “tanıdık birileri var” dedi vazgeçti.. vazgeçtim hastaneye oğlana gittim daha iyiydi şükrettim, gülümsedik gazete, dergi, bir şeyler aldım muhabbet ettik, neden sonra hanım geldi bir şeyler söyledim hiç önemsemedi oğlan taburcu oldu birlikte evine gittik hiçbir şeyle ilgilenmiyordu dışarıda yedik bir şey yemedi, her şeyden şikayet etti oğlan bir şey demedi eşim hep surat astı iştah kaçtı.. o yine otele, biz oğlanın evinde.. oğlanla dertleştim.. “yapamıyorum annenle” “evi ben derleyip topladım” dedim ayrılmaya karar verdim dedim “ayrılan ilk siz değilsiniz sen benimle kal” telefon ettim “sen bilirsin” dedi dedem yıllar önce “sen yemeğe böyle özenirsen az bir karının yaptığını beğenmezsin kaynana gibi burun bükersin vay sana gelecek karıya Allah ecirini versin” derdi eşim hamilelik döneminde, hatta doğumdan sonra dünya bir yana, oğlu bir yana bir eş olduğunu unutuverdi artık ne varlığımın farkındaydı ne de ne olup bittiğinin, kariyerimin, defalarca yinelesem bile umurunda olmadı ne dediğimin, hatta kariyerinden vazgeçti, içine kapandı adeta her şeyden, benden bile caydı ben de ihtiyaç duymadım herhangi birine ama şimdi vuruldum işte Gülayşe’ye yeter artık gül Ayşe! insan birini severken, bir başkasını da üzüyordur aslında.. ya da sırf birini mutlu etmek adınadır başkasını eza.. ne yazık.. birine ilgi, hakedene ilgisizliğin ürünümüdür, aksini söylemek mümkün müdür. sizce; devam eder bu gidişle |
<<<<<<<<<<<<<<<<selam ve saygıyla.