yalnızlığımıznedense eksik bir yanım’ız bir yanımız sancılı, diğeri sağır tonlarca ağır bir yükün altında inler yalnızlığımız bir dost ararız ucundan tutacak azcık, silkeleyecek bizi tutuklu kaldığımız izbede yollar ıslak, çamur, kaygan, pıtraklı yinede ilerde bir diken çiçek açmış bir taş yuvarlanmış aşağı da, parçalanmamış yağmur yağmış, güneş açmış bir kavganın üstüne ölüm düşmüş insan umuda küsmemiş yine de dağa çıkmış dağa çıkmış emekleyen bebe gibi işçiler sanki doruğuna bayrak dikecekler Everest’te çıplak yürekle, çıplak istek yanyana yaslanarak dağ gücüne dağlarla birbirine yaslanmış bir amaçta insanlar nedense insan ağır insandan biri yüklenir, diğeri düşer yalnızlık eklenince kaybolmaz yanızlıklar elleri yine boşlukta sallanır kimilerinin uzanamadan gerçek dünyaya önüne getirilir öteki dünya dinin ipi gerilir geçeceksen geç, sırat! daha yaşamaya kaç vardı neyle örttünüz yalnızların üstünü hadi tutuklular dışarı desek iki ucu kapalı hayat! 4. 10. 2013 / Nazik Gülünay |
kutlarım nazik hocam