Çok Özledim
Nasılsın?
Biliyorum “nasılsın” diye başlanmaz şiire. Anla işte, Yok’luğundan bu yana konuşacağımız birşey kalmadı. Aşılmaz dağlar türedi yok’luğunda. Yolları uzattı, Sokak çocuklarını üşüten soğuklar bahşetti sensizlik, “Dünya çok küçük.” derler ya; Sen evlendiğinden bu yana dünya çok büyüdü. Doğruyu söyle, Kına gecesi kurdun mu yüksektepelere evleri? Kınaladın mı kuşların kanadını? Sen annenin birtanesiydin,hor gördüler mi seni yeni evinde? Gözyaşın uçan kuşlara malum oldu mu? Eğer ağlarsan,yolunu bilmeyen kardeşin nasıl varır yanına? 17 Ağustos’ta kına gecen vardı, Depremim 17 ağustosta; Hissettin mi ? Ben sensizliği her saniye hissettim, Cürüm cürüm. Ben seni çok özledim; Yanaklarımı ıslatan gözyaşımla. Çok özledim. |
ben böyle bir meşguliyet istiyorum ki.ikili oyunlardan bıkmışım.• Insan ne kadar büyük ruhlu olursa, aşkı o kadar derin bir şekilde duyar. Aşk kaçmaktan çok kovalamak, görmekten çok özlemek, gitmekten çok beklemek, dokunmaktan çok düşünmektir.Ve aşk öyledirki nerde imkansız varsa onu seçer.Bende nerde imkansız varsa onu seçmişim diyor ve kendi kendine kızarak ,söylenerek olduğu yerden uzaklaşıyor.
Dolanır
Halime bakıp da mücrimim sanma,
Karşında ayağım, elim
dolanır.
Ahraz da değilim, dilbazım amma,
Seni gördüğüm an dilim dolanır.
Biricik servetim resmin masamda,
Tek zevkim de sensin, tekmil tasam da,
Ben sana gelmeye uğramasam da,
Kördüğüm olası yolum dolanır.
Hele bir derdim hepsinden yaman,
Aman sen işitme, sen duyma aman!
Kolunda birini gördüğüm zaman,
Kalbimde kan değil, zulüm dolanır.
Cemal Safi