Eylül kapısındahava esti durdu ama dingin işte eylül sonu ayaz okur yüzümü ne giyeceğini şaşırır aklım eylüle sarı yakışır, yüzünün güneş rengi giyim değil meramım nereye gitsem sana varırım alış verişte, yolda, iş yaparken eylül’ü alır kapı arkasına koyarım sen girersin kapımdan zorlanmazsın kapımı açmaya bir gülümsemen yeter ellerimi yukarlardan indirmeye veya aşağılarda süründürmeye yine kırmızı gül olur mu gül dolusu avuçlarım yerde solmasın merhabam muhabbet kuşu kafesinde taşa değmesin alnım kendine mi açılır kapılar sürünürken bile düşlerimiz sürgülenir üstümüze yasak yazan bir levhada uçuşur sarı yapraklar başlamış mıydı sonbahar seninle içeriye girmeden içimizi vuran kış soğuğu dikilip kaldık kapı önünde arkamızda kaldı ıpıssız yaz hâdi kapıyı aç, aç kapıyı! 25, 9, 2013 / Nazik Gülünay |