Güçlüdür Kadın YüreğiŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Bazen ufacık şeyleri nasıl dert ettiğimizi anladığımız anlara üzüldüğümüz anlar vardır...Sorgularız hayatı ...Dün sitenin bahçesinde beş yaşlarında çok sevimli güzel bir çocuk oynuyordu.Gözlerinin görmediğini yanıma gelip beni duyumsamak istediğinde anladım.Annesi yanıma geldi selamlaştık ufak bir muhabbet oldu aramızda.Siteye yeni taşındıklarını Zonguldak’tan geldiklerini söyledi.Kızının doğuştan görme engelli olduğunu.Eğitim alması gerektiğini ve ’’Türkan Sabancı’nın görme engelliler ana okuluna kaydını yaptırdığını söyledi.Muhabbet koyulaştığında eşinin kızı görme engelli doğduğunda kendilerini terk ettiğini ve engelli maaşı ile hayatlarını idame ettirdiklerini anlattı ve bütün gece onları düşünerek uyuyamadım...Bir kadın bir anne ve yarın anne olacak küçük bir kız çocuğu...Ve anne kalbim dedi ki;Bir kadın asla hasta eşini çocuğunu bırakmazdı...Şiir pembe kazaklı kız çocuğuna ithafen yazılmıştır...
Yankılanır aynı çığlık Geçer kimliksiz kıyılardan. sürükler asi bir rüzgar fesat karışır zamana. Tutuşur göğün tavanı basar karabasanlar... Görmeyen gözler düello eder beyaz parlak uçlu bastonda... Arar sahibini düşler koyu karanlıkta. Düş satıcıları ulaşmıştır amacına rol yükler yine bir çocuğa... Hiç gelmeyecek yarınlarda. Yarın bugün olur bugün yarın... Gece gündüz Gündüz gece... Yükler bekleyişleri bıçak gibi tüketir zamanı Kıvrılır sancı ile pembe kazağın içinde küçük bir kadın... Üzülme bebeğim bir erkeğin yumruğundan güçlüdür bir kadının yüreği !... Ferda Özsoy |
Ne yıldızı sönerdi akşamın
Ne yeşili solardı yaşamın
Üretkendir dişidir
Annelerin işidir sevmek
Yavrusunu yok eden öfke
Yüreğine düşseydi keşke
Bir oya gibi işlerdi
Sevgiyi barışı ilmek ilmek
Ne kurumuş bir yürek
Ne de dil bir engerek
Yeşertmek için çölleri
Annelerin ninnisi gerek
Yığılı kalası zalimin artık malları
Neyle nasıl da vurdu anneleri.
Dikensiz kılardı gülleri
Çözülseydi annelerin elleri
Mahmut Nazik