Doğu
Ucube simalar memleketi,
cüzzam her yerde! Kaç soluk kesildi, kaç mihenk kaydı? Suyun kimyasına karışmış nefret, katliam zihinleri gebe bırakmış. Ciğerler vahşet ve nefret soluyor, cana kıymak bir meziyet, bilinmez ki illet. Ölüm bu memletin hükümranı, meleği kudretli bir hüzünde. Süt veren memeler delik deşik, bakire çığlıklar arşa yol alır. Kınalı bir avuç, kınalı bir saç, tabutun tahtaları al, kefen sırılsıklam kan! Yaşlı bir sima, kırışıklığını örtmüş vahşetin tozu. Gözler kan çanağı, dudaklar bıçağa sırt dönmüş. Yürekte çeyrek asırlık bir ağıt, suskun bir küfür, hâr bir çığlık. Yarım asırlık bir yük, sırtlarda taşınıyor geçmiş. Öbek öbek olmuş hased, herkes merhametten nekes. Filler tepişirken vahşice, ayak bileklerimize ölüm buse konduruyor. Güneşe yakın durmak yakarmış, güneşin kimyası cehennem! Ey doğu, ey yönlerin validesi, bereketli topraklar, eski insan hikayesi. Her yer tanrılar mezbelesi, kana susamış tanrıların, kurban merasimleri. Her vakti kan ve ölüm mevsimi, barut kokuyor koynun ey sevgili. Ey doğu, kıtaların yaralı validesi, eskiden koynunu üşütürdü hançer soğuğu, sessiz, vakarlı ve asil bir ölüm. Şimdi fişeklerin uğultusu kulağında, ve kahpeliğin kahkahası. Ey doğu, kalbi yaralı kadın, saçlarını dolamışlar namusuz ellerine, süngüleriyle çizmişler gerdanını. Güneş renkli güzel kadın, ihanetin koynunda taşıdığın evlatlar, hüznün tecavüze uğramış kızlar! Ey doğu, ey toprağım, ey elçiler yurdu. Kabil’in evlatlarına yataklık ediyor Karun, firavun ve nemrut’un himayesinde. Ey doğu, ey kâdim toprak, bağrını deşmişler ve ekmişler nifak tohumu. Sırtından nehirler akarken geçmişte, senden göçenler şimdi sana musallat olmuş. Ağızlarında salya, azı dişlerinde kan, namahrem ellerini sana sürmüşler. Ey doğu, ey güneşin bahtsız komşusu, bir yetimsin yetimlerinle birlikte. Bir acuzesin ama umut yine seninle, titre ve kendine rücu et, titre ve bizleri titret. Ey doğu, ey validemiz, bizi uykularımızdan et. |
Sararmış o kirli belgelerle yaşıttır gurbet
Yollar çok eskiden tanıyor bizi"
Kendi dilim yetmedi yorum yapmaya. Yine kanadı yaram...
Bu nedenle A. Hicri İzgören'in "Parya" şiirinden yardım aldım. Umarım beni hoş görürüsünüz, değerli hocam.
Çok etkili ve dokunaklıydı.
Teşekkür ediyorum kaleminizin duruşuna ve kaliteli seslenişine.
Çok selam ve saygılar olsun.