kırık pirinç tanesiemekli gece bekçisiyim yani uyku düşmanı yani öç ölüm gözlerimde oyun çocukça ve çoktan sergüzeşt şeyhim sanki şarkılar şaki üç vakte kadar göç vaktidir at pazarında gün ağarıyor saat kulesinde çalınmış zaman şekere dönmüş horozlar var ibibikleri kadar kızıl bir gülsün kehribar tespih dağılan akıl sus sokağında aşktan yoksun zahireciler bilir elbet aşkın pirinci su götürmez ama güvercinler işte güvercinler dayanamaz bulutlar çeltik tarlası göz yaşlarım beynamaz Mesih Tanrı katında huzur çarmıhta kalan benim gerim gerim gersinler nidem söz gelimi sen git özgür ol sonra dön gel bir kurşun gibi göğüs kafesimden içeri gir |
kapsüle sıkışmış yaşamları
kamçılar kısırdöngü
köle ayaklar eller
köle gözler
aynı yere uzar
dingin durgunluk
dolanır rüzgar arkadan
güneş tanıdık
zamanın belleğinden silinmiş ilk kuleyi diken
roma’yı yakan
nasıl bir hırs ki
nasıl us
mızrak yaralı düşler
preslenmiş duygular
burnunun dikine giden yağız atlar
kral davud’un bastığı
sır yüklü
kutsanmış
zeytin dağı
kara gözlerde kuşlar gibi göçtü ruh
acılar yolu-via dolorosa-
çöl akşamlarına karılıp
püskürür kan ve barut
süt sızan yemişler
tadında umut
bir milleti avutur ağlama duvarı’nda dilekler
bal ve süt kokan kutsal topraklar
muhteşem süleyman’ın surlarına
selam durur
gönül gençyılmaz
israil/el-aksa
mesihi görünce...:)