bir akşam üstü
yine soldu güneş
akşam oluyor aklımdasın gün geceye devrilirken şehrin fotoğraflarında kırılıyor direnci güneşin soğuk bir manzara sol yanımı ağrıtıyor sisli bir esintide akşamın göçüsü hep aynı gökyüzü aynı şehir anımsadığım bakışların aynı sana benzettiğim kaldırımlar / benimkisi sığınma benimkisi hasret / özledim seni biliyorum seni özlemeyi seviyorum offf çifte duygu bu bir fiil; başı sonu olmayan içimde sanıma karışan bir imkansızlık ve kanıma karışan kor ateş kibritin hiç yanmayan ucu misali süresiz bir ayrılık bu hiç duymayan birine özlemini anlatmak gibi bir şey anlatılmaz bir roman akmayan bir çeşmenin başında beyhude sabahlamak kadar da boşuna vuslat bir hayalden ibaret nasıl bir sensizlik ki akşamın gergefine dolanan nasıl bir özlem bu ömrümün kadehine dolan çok kere ’keşke’ çekiyorum tesbih tesbih ve en solumun en/derununa sakladığım suretinin gülen yüzüne olmayacak dualarda kavuşuyorum kör sabahlara ter içinde uyanarak kana kana özlemini içiyorum musluklara dayanarak şimdi takatim yok susmak istiyorum avazım çıktığınca.. |