Yorulmuş Yolcunun Günlüğü
aşk havasının belirginleştiği eylüle doğru
parlak ama ısırgan kendini hissettirip buyuran garip bir hissin uykusuna daldım onu kalemin içine sığdırabilecek bir öyküyü tada bilmenin büyülü sevinçlerini yeşilini koyuvermiş sarı yapraklardan dinledim ağlaştık mı bilmiyorum beyaz bulutlar geçiyordu üzerimizden onca kalbin kırıldığı hayat yokuşunda ardına bakmakla meşgul mevsimler tanrının hizasında çırpındıkça mutlu oluyordu ve ölüler dert etmiyordu olan biteni mavinin dipsizliğinde siyah lekeler gibi oynaşan haberdar kuşlara varana kadar sıcak kalan içime anlatacak bir şeyim yok diyen rüzgarlara sitem etmek haksızlık olur onları en çok durgun akşamların esmeyen saatlerinde seviyorum yorulmuş bir yolcunun günlüğü gibi ellerimi çırpmadan kaçabiliyorum artık kendime birikmiş rahatlığın kaygısız uykusuna daldım teni güneşe meşrep ağustosun ertesinde. |
eğer ki çok yoğun olmasam tam böyle oturup uzun uzun yazılacak ve gece içinde okuduğum ender şiirlendendi..size bir borcum var...
saygılarımla