SEVDAseni aldım yanıma sıcacık gülüşünle şiire anahtar yaptım elimi tutmanı gölgelendim çınar bakışların altında sanki ruhun duyar gibi seni sevdiğimi yazdım yüreğime yürüdün ayak izlerin çıktı sayfama omuz omuza kalabalık bir tenhada iltifatlarını benden başka duyan olmadı elime çukolata tutuşturduğunu iki dudak arası içimde gezdiğini, kimbilir binlerce tur senin ışığının altına kurdum soframı karardığında yedim kendi kendimi kanmadım altında fındık kıranlara o benim sevgilim diyenlere nasıl bir düş alemidir ki bu gerçeğin yakasından silkmedi belki sen hiç yaşamadın duruşların yaşadı kavakların altında rakı şişenle bir başına hayaldin, gerçeğin ölü kadınları taşıyamaz iki omzunda boş sevda ağırlıkları sallanır bir terazi olamazsın, dengeyi bulan tam gerçek değilsin ki düşler yaratan dünya öküzü boynuzundan fırlatır hiç gidemeyeceğim namahrem ülkelere görünmez tellerle gerili mapusanende beni özlemene bile izin vermezler gardiyandır seni aşksız zindana koyan iki düşman ülke gibi birbirine bir emirle hazırdır askerlerimiz cana kıymaya bir özlem olarak kalır aşkımız başkadır bizim nikâh şekerlerine bakışımızda can verir, can alır karşılaştığında gözlerimiz kim uzatır ikimize o sihirli deyneği her görüşte yeni sevda yaratır! 25.8. 2013 / Nazik Gülünay |
bir gemi
bazen sisler arasında yitiririz
bazen de
güneşin ışığında seviniriz
şair;
hüznünü
yüreğini
sevdasını
inancını eklemiş dizelere
çok güzeldi
özellikle ikilik bölüm ben şiirim diyordu
şiirim
tebrik
ve saygılarımla düşündaşım