aldanış alegorisi. manzara
içinde. sen yaşadın diye
türlü yorgunluklar içinde. tarihin bayağı bir yerini silip. sana mülkleri işgal edilmiş bir manzara ve tutumlu bir muamma çizeceğim hangisi. hangi sırada gerçekleşecek gerçekten bilmiyorum portmantoda unutulan ahlaki gerilim. çöken çerçeve ve tuvalde gerinen rehavet üzerine. aksak ritim : ayakları kente küçük gelen taşralı kolejliler ve velveleyi seven ateşli küçük parklardan ilginçlik arayan pankartlardan bir aşk aşınmasından dana derisiyle ciltlenmiş ciddi sorulardan geçeceğiz bir dramdan geçer gibi. gelip geçici gerçeği değiştiren kaderi kar. ve tanıklık et uzaktan. not alınınca düzgün tutulmamış oluyor ama anlıyorum gitmenin cinayet sayıldığı nehirlerin önünü boşuna tıkamışım ben. meğerse nervürlü etine ellerimi. eline o gümüş çemberi ezbere geçirmişim ben ibret için. içini ölçülü bir zarafet ve zevkli bir nefretle yeniden döşüyorum manzaranın ama şarkılar şarkı. şiirler şiir olarak kalır mı. bilmiyorum şuraya . sorunlu bir zorunlu sonsuzluk ekliyorum sırtı keskin çöl var. şurada kuyular. kuru kuyular diri mezar çimenleri mesela biraz içerde evler evlerin içinde bir karşı kahkaha zırh şeklinde ve hafif kambur sokakta silinip duran sade sorular şiirde sülbetsiz atlar. atlıkarıncalar şarkılarda çok ağlamış sardunyalar noksanlıklar. tereddütler ülkesinde biçilmiş insanlar var. eksik insanlar ben varım. manzaranın kendisi 2172bin13İst. |