ikrar ve ifşa
Kendi sularıma son kez,
ölümden anlayan yaşlı bir kunduz gibi giriyorum. İz sürmek için : Adı şekere bulanıp, bir çok dilde yuvarlanmış ama hiç yutulmamış kendi hayatını hep başkası olarak yaşamış ve kalubeladan beri ruhunu aldatmış, biriyim. Şartların ve şeylerin emrinde kayda geçen güncel kimliğim, hem herkeslerin içindedir, hem de içinin hiç inilmemiş yerlerinde inim inim inlemektedir. Buna rağmen, yanılmaya ve yazılmaya müsait akşamüstlerinde üstünkörü duygular, örtük dokunuşlar ve ansızın beni hep kundakladı. Alev desem değil dumandım sanki. Mezhebimi ararken, din bildiğim çelişkiden saptım. Ve her sabah balçık gibi akan kalabalığa karıştım, ikrar ve ifşa arasında. Şimdi sır saçılan ışıltılı yolda, yolcunun tabutuna çivi çakmasıyım artık, geçin beni, cehenneme doğru. 1862bin22İst. |