2
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
1195
Okunma
et olarak
akranlarıyla aynı ende. rezillikte
aynı boydaydı. herkesle
herkesten farklı olarak
dolanmaya başlayınca. pütürleri
çıngırağı andıran diliyle
kaç adımda gidileceği
ezbere bilinen bir yüzü vardı
kesip atılınca
insana atılganlık veren
ağrılı bir urdu o. ama
biz. ki
iki kişilik bir ülkedir
caddeye bakan pencerede
elimden kurtulup asfalta fırlayan
kalbimden konuşacağız
ne
ağlayan ağacın altındaki
rüzgarlı kayalıktan
ne de sedefli derisiyle
denizden söz açacağım
insanı içine çeken
o mürteci girdaptan
kalbinizden konuşacağız
:
rüya dolu taşın içinde
içi riya dolu reçine
kehribar mı ne. içinde
mumyalanmış bir yolcu
ve yolunda gitmeyen
şeyler. açık hendekler
açıkça meydan okumalar var
hazır değilsiniz oysa
bu folloş boşlukla boğuşup
düşüp. kalkmaya
oysa kalbim öyle mi. bakın
nasıl da oynuyor. o kımıl kımıl
yasak oyuklarınızla
öpe koklaya
kurtuluyorsunuz sonra
kalbimden. sizi çıkışta
meyhaneler bekliyor
mürted mitingler
gece gezileri
gezilmiş yerlerinizi örtüp
tül türü kumaşlarla
dizinin dibine ilişiyorsunuz
yasal ilişkilerin
ama yılanın yuları elinizde
gizliden gizliye
sonra
siyah zemin üstünde
frapan ayaklanmalar
ayakları ayıp yerlerinize basan
teşrifat fenerleri
ve ısrarlı flaşörler yanıp sönüyor
ima. ortadan kalkıp
hınç. dünyaya bölünüyor
eşit paylarla
kendinizi paylıyorsunuz
kalbinizde. düztaban bir hece
yılanın gözü
artık gözbebeklerinizde
sonra
o uzun yoldan gelmiş
yorgun ve meşgul eşkaliniz
küçülmüş yatağa uzanıyor
yanı başında bir abajur
yanına kim yatsa
ona yanan bir abajur
ve kin tutmayan hafızası ile
kalbiniz. sırası geleni
sırasıyla alıyor. yatağa
ve arada
gizlice açılan kapılar
kırılan kilitler
çekmecede bulunan gizler
yüze inen inmeler. yani
size ilginç gelen
şerbetli serüvenler
bir başlayıp. bir bitiyor
sıvama ciltler içinde
benim kalbim işte böyle
dinç çığlıklarla çeker mili
kendi gözüne. yaza yaza
siz buna karışmaya kalkışamazsınız
taşı düşürdüğünüz kuburda
1782bin13İst.
5.0
100% (5)