sevgiliye çekirdek kabuğu fırlatmacaKatil! Namluya sürüp sessizliğini Umudu öldürdü önce Ellerimle beslediğim Kapı kolları öksüz şimdi Pencereler yetim Dışında kaldı hayat Hürriyetimin Oysa… Çekirdek kabuğu atmıştım sevgili(m) diye Pespaye senaryolar yazmadan hemen önce Biraz sohbet edelim manası çıkardı bundan ya Anlamadı Çıkardı beni içinden kesin Sustu göğsümdeki kanat sesleri Çırpınışı durdu o ürkek güvercinin İlk basamağına yapışıp kaldım Hevesle tırmandığım merdivenin İtti zamanı arkasına alıp bütün gücüyle Bir de sessizliği yapıştı dilime Çiğnedim Çiğnendim Son kez ağzını aradım Demin Tuzu kalmış çekirdeğin Kim bilir kiminle çitlettiğin Boşaldı nehirler yatağından Yanardağ ağzı şimdi dilim |
:)
meğer çekirdek kabuğu ne çok şeymiş..
bu sayfa şiirlerinin özgül vasıflarının olduğunu bilerek okumaya gelmek
ve bunu daha önce de söylediğimi unutmak istemem çoğunlukla yorum yazamayışımı anlatamaz belki
ya şuna ne demeli;
muhtemel en yakın bir çekirdek çitleme seansında bilin bakalım hangi şiir aklı/ma/mıza gelir? :)
yaşama dair sunulan o tatlı hüzün sergisi, misafirini boş çevirmeyen kuş sofrası bereketi için teşekkürlerimi
ancak şair marifetidir ki hissettirdiği bu tür güzellikler için de tebriklerimi bırakıyorum..
selamlarımla.