A C I N I N DİLİölümün soğuk yüzünü unutmuş insanoğlu farklı sesler çıkarıyor ağız ağza duran diller hoyrat sevinçlerle nârâlar atılıyor tuvalde çizilmek istenen yeni bir sonbahar bahara hazan şarkısını söyletiyorlar her dem batıda yürüyen bilir mi ki doğuyu algıladıkları tek şey fukara avuntusu oysa bizim ilkbahar umudumuz var hâlâ eşkıyaya hayına çıksa da adımız kocaman bir deniziz biz/ kocaman ölüm pahasına karaya tırmanan içlerinde memleket türküleri yanan balıklarımız deryalar kadar susturulsa da dilimiz durmaz/ kuşlar gibi şakır kalemimiz garip insanımın manzaralarını çizer ya/kılan/saklanan kitapları yeniden yazar(ız) koyulaşsa da kan akışı bırakacağımız aksisedayı bizim gibiler bilir bundandır sapa sokakları geçmemiz… yüzümüzde patlayan is yak/maz/amaz yakamıza iliştirilen düşmanın ateşi yüreğimizdeki göz görür gizleneni kurşun işlese bedene geçmez ki acıdan taşmış yüreğe umutla tutunduğumuz yer Tanrı’nın kolu bundandır kurak bozkırlarda yeşermemiz alışmışız kurşunun hızına bir gider bin geliriz söylenmemiş sözlerden can evimize düşse de ateş vatana sevdaya y e m i n l i y i z fikrimiz firarda mapusa sığmaz* karanlık gecede bile sönmez güneş ruhumuzda seslendirdiğimiz s e s kardeşçe ve de insanca yaşamak isteği yalnızca ya bu yanda / ya da öte yanda bir sırat vardır geçilecek ki anahtarı kalptedir ey halkım kurtuluş savaşını u n u t m a büyük fikirler büyük metanetlerle geçilir beyazın gölgesine tutunan kör bir insanın hislerini duyumsamayanlar bilsinler ki açılacak bu sis… Hâdiye Kaptan *Sezen Aksu |
baharı yaşarız
zulmün en katı ayazlarında
kalplerimizle eritiriz buzları
taş atana gül
sitem atana tebessüm sunarız
ne kara tablo çizer
ne kara tablo oluruz
kahırlar başkasının olsun
bize muhabbet yeter
tebrikler teşekkürler